Kültür-Sanat

Published on Mart 22nd, 2023

0

Uslu ve Kaya’dan tepki: Hele ki şairler; bayraksız, sınırsız, kimliksiz, devletsiz olmalı


Avrupa Demokrat’a da ortak açıklamada bulunan şair-yazar Berivan Kaya ve Muazzez Uslu Avcı “Biz şairlerden ’21 yy Antolojisi ‘ için şiir istediler. Sonra bir de gördük ki Antoloji ismi ’21 yy Türk Şiiri’ olarak değiştirilmiş”
Avrupa Demokrat Haber Merkezi

Berivan Kaya ve Muazzez Uslu Avcı tarafından yapılan ortak açıklamayı aşağıda veriyoruz:

Hele ki ŞAİRLER…

Bayraksız, sınırsız, kimliksiz, devletsiz olması gereken şiiri, nasıl oluyor da başına Türk, Fransız, Alman ve benzeri sıfatlar getirerek soyla, ırkla, milliyetle ve ulus devletle tanımlayabiliyoruz?

21. Yüzyıl Türk Şiiri Antolojisi’ndeki şiirler Türk müdür, Türklüğü ne ölçüde yansıtırlar? Yoksa Türkçe midir? Şiir bir kan soyu ve üst kimlikle nasıl ilişkilendirilir?

Şair ile Türklük arasında nasıl bir ilişki vardır?

“21.Yüzyıl Türk Şiiri Antolojisi” içinde; kimlik ayrımcılığını insanın varoluşuna, özüne aykırı gören, şiire aykırı bulan ve kendisini sosyalist, anarşist, Kürt Yurtseveri, LGBTİ savunucusu olarak  tanımlayan kişilerin yer alıp almadığını şimdilik bilmiyoruz. Bizler Sosyalizmi benimseyen şairler olarak bu antolojiden çekildiğimizi duyuruyoruz.

Bu açıklamayı aslında ilgili antolojiyi hazırlayan Oya (Oya Gündüz Aksu) hanımdan beklerdik. Antoloji üzerine Tarık Günersel ile yaptığı kısa söyleşiyi izleyince konudan hiç bahsetmediği gördük. Sosyal medya hesaplarında da herhangi bir açıklama yer almadı.

Tarık Günersel söyleşiyi açarken “Sevgili dünyadaşlar”  diyordu.

Kimliksizliğe, evrenselliğe denk düşen bir sesleniş ile “21’inci yüz Yıl Türk Şiiri” antolojisi üzerine konuşacaklardı. Sevgili Türkler dememişti Günersel, sevgili Türk halkım da dememişti… Doğrudan dünyadaşlığa; evrensel bir söyleme vurgu yapmıştı. Öyleyse göğsünü gere gere neden Türk şiiri diyordu; bu ne lahana turşusu ne perhiz demezler mi insana?

Olay elbet ilkelerle çıkarlar; söz/ eylem birliğiyle bireyci olanaklar arasındaki çelişkide düğümleniyor. Pozlar, görünüşler, büyük laflar “şair” görünme, “şair” kabul edilme koşuşturmasının altında kalıyor.

Fakat bu denli ilkesiz canhıraş çaba, kendine yabancılaşma, şiirin ne olduğu ne olması gerektiği gerçeğini örtmüyor. 

Bizler ve Oya hanımın telefonda söz ettiği; kimler olduğunu bilmediğimiz bazı arkadaşlar bu gerekçeyle ilgili antolojiden şiirlerimizi çektik.

Oya hanım bize ulaştığında antolojiyi, “21. Yüzyıl Şiirimizde İlk Yirmi Yıl” konu başlığıyla bildirmişti, bu  durum yazışmalarımızda da mevcuttur. Aradan üç yıl geçtikten sonra bizlere hiçbir bilgi verilmeden, taslak sayfası gönderilmeden, kapak “21. Yüz Yıl Türk Şiiri” başlığıyla sosyal medya hesaplarından paylaşıldı.

Tesadüfen haberi olan birkaç kişi olarak Oya hanımı arayarak, bu konudaki eleştirilerimizi ve rahatsızlığımızı iletip şiirimizi çekmek istediğimizi bildirdik.

İkinci cildin henüz basılmadığını bildirerek şiirlerimizi basımdan önce kaldıracağını iletti.

Bir işi yaparken diğerlerini ötekileştirmek ve yok saymak bugünkü iktidarın pratiğinde hep eleştirilen bir tutum olmasına rağmen zaman zaman bu duruma uygun davranmak bizce tarih ve toplum bilincinin zayıflığına denk düşüyor. Türk şiiri dersiniz, “Türk” sıfatıyla antoloji yayınlarsınız, etkinlik yaparsınız elbet, farklı düşünenler olarak biz de karşı çıkarız, yanlış deriz, eleştirilerimizi yaparız, sorun bu değil. Bu olayda “Türk Şiiri” tanımlamasını genel bir kabul görerek sanki Türkçe şiir/Türk şiiri tartışmaları hiç olmamış gibi davranmak, bu konuda çağrıda bulunduğunuz katılımcılara açık olmamak, herhangi bir kimliği ve /veya baskın bir üst kimliği şiirde farklı düşünenlere dayatmak sorundur.  Hele ki “şairler” demeyelim. Şair denilen olgu da tarih ve toplum bilinci işlemediği sürece  yanılsamalı bilincin; dayatılan ideolojilerin bir izdüşümüdür. Bu tür yok saymaları, kabulleri ve dayatmaları da ancak karşı duruşlarla değiştirebiliriz.

Berivan Kaya, Muazzez Uslu Avcı

Tags: , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑