..." /> Tunus’ta gerçekleştirilen 3. Dünya Kadın konferansı (DKK) ile ilgili izlenimler… | Röportajlar

Kadın

Published on Eylül 15th, 2022

0

Tunus’ta gerçekleştirilen 3. Dünya Kadın konferansı (DKK) ile ilgili izlenimler… | Röportajlar


Amira Dellech

Dünya Kadın Konferansı’nın hazırlık ve organizasyon komitesi koordinatörü Amira Dellech,  Tunus Latifah Tamallah kadın örgütü ve PPDS üyesi sorularımız yanıtladı.

 Konferansı nasıl buldunuz?

Tunus’da böyle bir uluslararası konferans örgütlediğimiz için çok mutluyum. Birinci günden itibaren çok fazla kişinin katılması, açılış etkinliği, atölye çalışmaları başarılıydı. Kadınlar atölyelere ilişkin bilgi aldılar, nasıl katılabileceklerini sordular. Atölyelerde ne tür tartışmalar yürütüp, hangi önerilerde bulunabileceklerini konuştular. Her gün yeni insanlar gelip konferans hakkında bilgi istiyorlar. Aynı zamanda her gün yeni telefonlar alıyoruz. Medya ve halktan telefonlar alıyoruz, konferans hakkında bilgi veriyoruz. Ben şahsen kendim, günde iki üç kez basına demeç veriyorum. Başka yoldaşlar ve katılımcılar da bu tür programlara katıldı.

– Bu konferansın Tunuslu kadınlara ne katacağını düşünüyorsunuz ?

Çok iyi bir fırsat, Tunuslu ve tüm dünya kadınlarının ne kadar güçlü ve militan olduklarını göstermek. Bugün hepimiz bir araya geldik, tek ses ve tek yumruk olduk. Tüm dünya kadınları olarak çok güçlüyüz, direnişçiyiz ve her zaman mücadeleyi sürdüreceğiz.

– Tunus‘ta güçlü bir kadın örgütlülüğünüz var mı?

Az ya da çok güçlü diyemem. Çok fazla örgüt ve organizasyon var. Her örgüt kendisini geliştirmeyi ve çözümler üretmeye çalışıyor. Her örgüt kendi çapında kadın örgütlenmesini geliştirmeye, sorunları çözmeye çalışıyor. Bu kadın örgütlerine teşekkür ediyoruz ama, aslında teşekkür etmemek gerekir. Çünkü bu kadın örgütlerinin görevidir. Ne acıdır ki, hâlâ 2022’de kadın haklarını ve kadın özgürlüğünü konuşuyoruz. Özgür değiliz ama güçlüyüz. Aslında sahip olmamız gereken haklarımızı talep ediyoruz, bunun için mücadele etmek zorunda kalıyoruz.

– Tunuslu kadınların günlük ve politik yaşamlarından biraz bahsedebilir misiniz?

Tunuslu kadınların nispeten şanslı olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü haklarımızı koruyan birkaç yasa var. Tunus birçok ülkeden önce bu yasaları onayladı. Ancak, buna rağmen, hâlâ ilerleme sağlanamadı. Örneğin, hicap giymek zorunlu değil. Araba kullanmak serbest, eğitim ve meslek seçiminde kadınlar özgür. Ama geleneksel yaşam tarzı ve bakış açısından kaynaklı, bazen istediği seçimi yasada olmasına rağmen, pratikte hayata geçiremiyor. Başka zorunlu seçenekleri tercih etmek zorunda kalıyor. Gelenekler, aile ve dini etkilerden kaynaklı kadınların yaşamı sınırlandırılıyor. Aynı zamanda kadınlar kırsal alanda yaşıyorsa ve şehirde bir iş alanı tercih ediyorsa, ulaşım gibi olanaksızlıklardan kaynaklı gerçekleştiremiyor. Çok pahalıya mal olduğu için tercihlerini hayata geçiremiyor. Kadınlar bir amacını gerçekleştirmek istiyorsa, tüm bu yaşananlara karşı güçlü durup, amacına ulaşabilir. Mesela doktordan mimara çok değişik meslek gruplarında kadınlar yer alıyorlar. Çok farklı alanlarda Tunuslu kadınlar bunu gösteriyorlar ve göstermeliler.

Bu konferansın amaçlarından biri de, zor çalışma koşullarında olan kadınların sorunlarını dile getirmekti. Sadece çalışan işçi-emekçi kadınların sorunları var diyemeyiz. Akademisyen kadınların da kadın olmaktan kaynaklı sorunları var.

 İş yaşamında kadın ile erkek ücret eşitliğine sahip mi, sendikal örgütlülük düzeyi nedir?

Hayır ücret eşitliği yoktur. Sendikal örgütlenmeler içerisinde elbette çok sayıda kadın var ve aktifler de. Bütün kadınlara buradan seslenmek istiyorum… Güçlüyüz, militanız, her şeyi yapabiliriz, kimse bizim adımıza geleceğimiz için karar veremez. Bugün hepimiz birlikteyiz ve geleceğe dair kendi kararlarımızı alacağız.

Dilbent Türker, Sendikacı

Dilbent Türker, Otomotiv iş sendikasında yönetici ve aynı zamanda metal işçisi. İlk kez dünya kadın konferansına katılıyor.  İstanbul’da mücadele verdiği direnişleri ve kazanımları bize aktardıktan sonra DKK’dan beklenti ve izlenimlerini paylaştı. Konferansa katılan işçi kadınların deneyimlerinden öğrenmek ve yeni mücadele perspektifleri oluşturmak için katıldığını söyleyen

Dilbent, umutlu olduğunu ve yeni bir enternasyonalist işçi dayanışmasının oluşacağı beklentisini dile getirdi.

“Kadın işçi sınıfının durumu ve örgütlenmesi noktasında konferansta yürütülen tartışmaları nasıl buldun?” sorusuna Dilbent, tartışmaların çoğunun örgütlü mücadeleye işaret ettiğini ve enternasyonal bir mücadeleye vurgu yaptığını söyledi. Kapitalizmden gelen saldırıları birlikte mücadele verirsek kazanabileceğimizin konuşmalarda altının çizildiğini söyleyen Dilbent,  asıl meselen pratik adımların atılması olarak belirtti.

 Kadın özgürlük mücadelesinin sınıf mücadelesi yerine geçirilmek istendiği yönlü tartışma ile ilgili soruya Dilbent şöyle cevap verdi.  “Kadın mücadelesinde tek çözüm sınıf mücadelesidir. Farklı bakış açıları bizim renkliliğimizdir. Bu konferansı zenginleştirir ama yön veremez.

Çünkü bizim yerel ve özel taleplerden çıkıp uluslararası  sınıf mücadelesini tartışmamız gerekiyor.

Bunu dışındaki öneri ve anlayışlar bizi kurtaramaz ya da sınırlı kalır. Kadın özgürlük mücadelesi ve ulusal kurtuluş mücadelesi sınıf mücadelesinin temel sorunlarıdır. Sınıf mücadelesi perspektifiyle çözüm olur. Biz sendikal faaliyetlerimizi bu şekilde yürütüyor ve bütünlüklü olarak yaklaşıyoruz.

Konferans’taki kadınların komünist ve sosyalist olması sizi heyecanlandırdı mı?

Çok heyecanlandırdı. Konferansta katılımcılarını çoğunu çözümü devrim ve sosyalizmde görmesi beni heyecanlandırıyor ve artık sınırlarımızı aşıp dünyada bu anlayışı yaygınlaştırmak, sosyalizme evirmek önemli. Küçük reformist kazanımlarla biz kapitalizmi yıkamayız.

Son olarak kadınlar, konferansta kendilerini çok rahat ifade ediyor. Benim ilk deneyimim. Geleceğe dair iyi şeyler yapılabileceğine inanıyorum. Sonraki konferansa  daha fazla genç işçi, emekçi kadınları katmak için daha fazla mücadele edeceğim.

Kıymet, Yeni Kadın

Kıymet, Fransa delegesi ve Yeni Kadın adına konferansta olduğunu söyledi. Konferansın kendisini çok zenginleştirdiğini, çok şeyler öğrendiğini, duygulandığını, bazı  ülke delegelerinin sunumlarından çok etkilendiğini söyledi.

Konferansta beklentisini, tüm dünya kadınlarının sorunlarına çözüm bulunması gerektiğini ve bunun da örgütlenmekden geçtiğini belirtti.

Ayşe Yumli, Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB)

Sosyalist Kadınlar birliği üyesi Ayşe Yumli, 3.DKK’dan Avrupa’dan doğru büyük bir heyecanla katıldığını, atölyelere  dahil olduklarını ve genel kurula katıldıklarını söyledi.

Yumli, “Tüm konferansta, salonun içerisinde, atölyelerde, akşam etkinliklerinde, ara molalarında, yaptığımız sohbetlerde ve gözlerimizin, ellerimizin temas ettiği her alanda  büyük bir coşkuyla geçirdik konferansı. Benin açımdan çok anlamlıydı. Her renkten kadınlar, Kamerun’dan Filistin’e Afganistan’dan İran’a, Meksika’dan Arjantin’e, Türkiye’den Kürdistan’a dünyanın birçok yerinden  kadınlar olarak bir aradaydık. Biz atölyelerde çok zengin tartışmalar yürüttük. Kürsüden sözlerimizi aldık. Atölye sonuçlarıyla ve önergelerimizle zihnimizdeki dönemin kararlarını aldık. Beş yılda bir yapılan bu tür konferansların kadın özgürlük mücadelesinin çeşitli sorunlarını görmek, daha küresel çapta kadın hareketininin  sorunlarını, taleplerini görmek önemli bir yerde duruyor. İnanıyoruz ki buradan çıkacak olan kararlar bu dinamikler, kadın özgürlük hareketini güçlendirecek” diyerek yaşasın kadın dayanışması, yaşasın 21.yy kadın isyanlarının kadın devrimlerinin gücü! sloganlarının güncelliğine vurgu yaptı.

Michelle, Kamerun

Kamerun’un bağımsızlık mücadelesi veren ulusal parti üyesi Michelle aynı zamanda bir gençlik örgütü ve bir kadın örgütünün de lideri ve konferans delegesi.  Burada olmanın kendisi için ilginç olduğunu söylüyor Michelle.

Michelle şunları söyledi:

“Başından beri buradayım. Çünkü ülkemdeki sorunlara dikkat çekme fırsatına sahip olmak benim için çok önemli. Çünkü hâlâ kadınların haklarıyla ilgili, şiddetle ilgili, ülkede ve sadece ülkede değil kıtada da devam eden krizlerle ilgili birçok sorunun olduğu bir süreçteyiz. Belirli sayıda zafer kazanmış ve mücadeleye devam eden kadınlarız. Burada kadınlarla tanışmak  önemli. Böylece kadınların kendi bağlamlarında işleri nasıl yaptıklarını, sorunlarına nasıl çözümler ürettiklerini ve kullanabileceğimiz en iyi uygulamaların neler olduğunu görmek için  bilgi ve deneyim alışverişindeyiz. Kendi özelimizde en iyi hangi yöntemi uygulayabilir fikrini ediniyorum.

Ülkemde, orada olmaktan çok mutlu olduğum gibi bu aynı zamanda riskleri anlamamız demektir. Çünkü Kamerun’da kadın hakları için mücadele etiğimizde kapitalizme ve faşizme ve aslında  emperyalizmin sadık  kolu olan hükümete karşı savaşıyoruz.  Bu konferansta bulunma amacım zaten bildiğim dünya emperyalizmi ile dünya emperyalizminin aktörleri arasındaki bağlantıyı kurmak ve diğer ülkelerin dünyada nasıl konuşlandırıldığını biraz daha anlamak ve diğer ülkelerin  kadınlarıyla bağlantı kurmak içindir. Olanaklarınız yoksa hiçbir şey yapamazsınız deniliyor.  Fakat ben burada tabandan gelen kadınlarla yani tüm sosyal sınıflardan gelen kadınlarla birlikteyim.  İşçi olan kadınlar  ifade etikleri mücadeleleriyle, dile getirdikleri sorunlarıyla bana enerji ve güç kazandırdı.

 Aynı zamanda Kamerun’da neler yaptığını  bize aktardı Michelle.

“Biz kadınların sorunlarını hükümetin gündemine getiriyoruz. ‘kadınlar için her şey”  adında bir projemiz var, en düşük eğitim seviyesine sahip bölge ve kırsalda olan gençleri eğitiyor, haklarını öğrenmesini  ve savunmasını sağlıyoruz.

“Kadınlar ve gençler  örgütlenmeye başlıyor. Küçük işletmeler ve oluşumlar için yardımcı oluyoruz. İslam dininin yaygın olduğu bölgede kızlar babalarını aşıp çalışmalarımıza gelemiyor. Gençleri toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı argümanlar üretmeleri ve toplum önünde konuşmaları için yaptığımız eğitim çalışmalarımız var. Ancak kızların bu konuya erişimi genellikle olmadığından, toplumsal cinsiyete duyarlı liderliği öğrenmeye çalışan tüm erkeklere yönelik eğitimler ekledik ve onları kadın hakları ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet konusunda doğrudan erkeklerle bu konu hakkında konuşmaları için eğitiyoruz. Oradaki tüm genç kızları eğitmek istiyoruz çünkü yeni nesil bu konuda daha duyarlı.

“Ocak ayında bir cami imamı ile görüştük. Cuma günü yapılan vaazda imam özel olarak kadına yönelik erkek şiddet konulu bir konuşma yaptı. 1000 erkeğe hitap etti ve şiddet uygulamamaları konusunda konuştu. Bu çok ilginç bir deneyim oldu. Bir erkek imam erkelere camiden seslendi.

“Başka bir projemiz de kadın liderler yaratma amaçlıdır. Akşamları farklı bölgelerden, ülkelerden kadın liderleri konuk ediyoruz. Kamerun ya da başka ülkede kadın liderler gelip tecrübelerini paylaşıyor. Kamerun’da ve başka yerlerde güçlü olan ve sadece deneyimlerini paylaşan kadınlardan oluşan bir ağımız var.  Kamerun’da az sayıda kadın lider var. Genç kadınların kamuda ve politikada yönetici olması için çaba sarf ediyoruz.

Ayrıca Kamerun’un tüm bölgelerinde ve dolayısıyla komünlerde geç kadınların kişisel ve akademik hedeflerinde yardımcı oluyoruz.

Yetkililer düzeyinde iki ya da üç kadınımız var, kadınların büyük bir kısmı halen siyasetle ilgilenmiyor. Ama gün geçtikçe gençlik daha faal ilgi duyuyor. Yeni bir nesil gelişiyor. Yeni projemizde geç kadınların seçimlerde aday olmasını sağlamak, sosyalist perspektifle toplumsal sorunlara yaklaşmasını öğretmek ve  mücadeleye aktif  katılmaları için uğraş veriyoruz”

(Atılım – Tunus)

Tags: , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑