Published on Aralık 2nd, 2022

Sancar: Engellilere dönük politikalar lütuf üzerine kurulmamalı

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, iktidarın engellilerin sorunlarını ya üzerini örterek ya da “yardım”la çözmeye çalıştığına dikkat çekerek, HDP olarak engellilerin kendi sözlerini söyleyebildikleri, her türlü toplumsal alanda var oldukları yeni bir siyasi yapı ve gelecek için mücadele ettiklerini vurguladı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Engelliler Komisyonu, 3 Aralık Engelliler Günü kapsamında “Engelliler için yeni bir yaşam mümkün” şiarıyla Dünya Ticaret Merkezi Konferans Salonu’nda panel düzenledi.

Panelde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, engellilerin sorunlarını siyasal bir konu olarak HDP kadar detaylı bir şekilde ele alan başka bir parti olmadığını söyledi. Hayatın her alanında yeni bir yaşam kurma iddiasıyla yola çıktıklarını belirten Sancar, “Engelliler özel bir alan değildir, toplumsal hayatın her yerinde her an karşılaştığımız sorunları en ağır yaşayan kesimlerdir. Dolayısıyla engelliler ve engellilik meselesi toplumsal ve siyasal meselelerimizin tümüyle doğrudan bağlantılıdır” dedi.

‘ENGELLİLERİN SORUNLARI GÖRÜNMEZ KILINMAK İSTENİYOR’
Halkın gittikçe derinleşen bir yoksulluk ve açlıkla boğuştuğunu kaydeden Sancar, bu süreci en ağır yaşayan toplumsal kesimlerden birinin de engelliler olduğuna dikkat çekti. Bunun yanı sıra engellilere dönük iktidar politikalarının ayrımcılığı ve engellileri toplumsal yaşamın dışında tutmayı amaçladığını ifade eden Sancar, “Bu iktidar ve sistemin kendisi engellileri kapatarak, görünmez kılarak engellilik sorununu gündemden çıkarmayı hedefliyor. Görmediğiniz sürece sorunların yok olacağını varsayan zihniyetin tipik bir yansımasını, ağır bir uygulamasını engelliler konusunda görüyoruz” dedi.

Engellilerin yaşadıkları sorunlara ilişkin iktidarın ürettiği “çözümlerin” de tamamen yüzeysel, göstermelik ve etkisiz olduğunu dile getiren Sancar, bütçede engellilere ayrılan payın yüzde 2’nin altında olduğunu hatırlattı.

‘TEMEL MESELE EŞİT YURTTAŞLIK’
Temel meselenin eşit yurttaşlık olduğunu vurgulayan Sancar, şöyle devam etti: “Biz eşit yurttaşlığı hayatın her alanı için istiyoruz. Bütün toplumsal ilişkiler için istiyoruz; inançlar için, halklar için, engelliler için, toplumsal cinsiyet alanı için istiyoruz. Eşit yurttaşlık bu ülkede en fazla çiğnenen ve yok sayılan, yok edilen temel ilkedir. Engelliler açısından bunun çok çeşitli yansımaları var. Engellilere yönelik politikalar yardım, lütuf ve inayet üzerine kurulmuştur. Bu politika engellileri daha fazla kapatma, toplumsal ve kamusal yaşamın dışına itme ve bağımlı kılma sonucunu doğuruyor.”

HDP olarak bunun tam tersini yapmayı amaçladıklarını kaydeden Sancar, eşit yurttaşlık ve erişilebilirliği toplumsal, siyasal ve kamusal hayatın her alanında uygulamayı hedeflediklerini dile getirdi. “Engellilere yaklaşım bu iktidar ile birlikte neoliberal anlayışla daha da bariz bir hal almıştır. Ayrımcılık, sömürü, dışlama ve kapatma uygulamaları çok daha çarpıcı bir boyut kazanmıştır. Meselenin sadece bu iktidar olmadığını, bir sistem meselesi olduğunu hatırlatmak isteriz” diyen Sancar, iktidarın ayrımcı politikalarını değiştirmenin kendi görevleri olduğunu, o nedenle iktidara karşı her alanda yürüttükleri mücadeleyi engelliler politikası konusunda da kararlılıkla sürdürdüklerini ifade etti.

‘ENGELLİLER ÖZGÜRLEŞMEDEN KİMSE ÖZGÜRLEŞEMEZ’
Engelliler ve bu ülkede ezilen diğer tüm kimlikler, halklar özgürleşmedikçe hiç kimsenin özgürleşemeyeceğini dile getiren Sancar, özgürleşmenin bir bütün olarak ezilenlerin ortak mücadelesiyle gerçekleşebileceğinin altını çizdi. “Bütün toplum kesimlerini bir siyasal özneye dönüştürecek birlikteliği yaratabilirsek bu iktidarı politikaları ile birlikte göndeririz. Ama aynı zamanda sistemi değiştirmenin de yollarını açarız” diyen Sancar, engelliler adına söz söyleme hakkını kendilerinde görmediklerini, aksine engellilerin kendi sözlerini söyleyebileceği bir siyasal yapıyı kurmayı hedeflediklerini vurguladı.

Engelliler konusunda temel sorunlardan birinin de iktidarın bu alanı kendi kontrolünde tutması olduğunun altını çizen Sancar, “Engellilerle ilgili politikaların belirlenmesinde ve hayata geçirilmesinde yerel yönetimlerin yetkili olması gerekiyor. Yerel yönetimler sorumluluğu üstlenecek bir anayasal ve yasal statü içinde olmalıdır. Gerekli kaynak ve güvencelerin sağlanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

‘YENİ BİR YAŞAM MÜMKÜN’
İktidarın varlığını sürdürmek için savaş politikalarından medet umduğunu belirten Sancar, şöyle devam etti: “Savaşa ayrılan kaynakların engellilere ve hakları gasp edilmiş, yoksul ve aç bırakılmış milyonlara aktarılmasını mümkün kılacaktır. Özgürlük, eşit yurttaşlık, barış ve tüm bunlar yeni bir yaşam için vazgeçilmezlerimizdir. Yeni bir yaşam engelliler için mümkündür. Yeni bir yaşam hepimiz için mümkündür. Yeni bir yaşam bu ülke için zorunludur. Bunu ortak mücadeleyle ve kararlı yürüyüşle sağlayacağımıza da inanıyorum.”

ÇELEBİ: FARKINDALIK DEĞİL KABUL GÜNÜNE İHTİYACIMIZ VAR
HDP Engelliler Komisyonu Eş Sözcüsü Hatice Betül Çelebi ise, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle kurulan göstermelik sözlerin gerçek hayatta bir karşılığı olmadığını dile getirdi. 3 yıldır HDP Engelliler Komisyonu olarak çok sayıda çalışma yaptıklarına dikkat çeken Çelebi, “Farkındalık günlerinin hiçbiri bizim amacımıza hizmet etmiyor. Farkında olarak engelliler dışlanıyorlar, okullardan kovuluyorlar, hakarete uğruyorlar. Bizim bir farkındalık değil kabul gününe ihtiyacımız var. Bunun için uluslararası platformlarda ‘dünya engelliler onur günü’ şeklinde bir günün çalışmasını yaparak, böyle bir kabule ve yaklaşıma politik anlamda öncülük edeceğimiz çalışmayı başlattığımızı buradan açıklamak istiyorum” ifadelerini kullandı.

Engelliler olarak toplumsal hayatta çok sayıda ötekileştirmeyle karşılaştıklarını ifade eden Çelebi, şöyle devam etti: “Mitolojik olarak beden ve sağlamcılığın eş zamanlı inşa edildiğini ve bu ayrımcılığın bir kökten türediğini görebiliyoruz. Aristo kadını ‘eksik erkeklik’ olarak tanımlıyor. Burada toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile sağlamcılığın tarihsel süreçte aynı şekilde inşasının olduğu gerçekliğini görüyoruz. Sağlamcı ideoloji tam ve eksik öğretisi üzerinden karşılık buluyor yaşamda. Bu ideolojilere göre engelliler olarak trajik ve sefil bir hayatı yaşıyoruz.”

“Engelliler için yeni bir yaşam mümkün mü” sorusu ile yola çıktıklarını dile getiren Çelebi, “Yalnız bırakılmış, ötelenmiş, örselenmiş milyonlarca engellinin yalnızlığı ile hemhal olduk. Bütün kadim öğretilerin bize söylediği gibi kusur görendedir. Belki ne yapabiliriz diyeceksiniz, bir kelebek etkisi yaratabiliriz. En azından söylediğiniz şeylere kulak verebiliriz. Böyle gelmiş böyle gitmesin, davetimiz toplumun tüm kesimleri için. Bu sağlamcı ve zehirli dili hep birlikte dönüştürelim, önce dili sonra zihnimizi” dedi.