Makaleler

Published on Haziran 24th, 2022

0

Orman Yangınları | Nihat Veli Yüce


Ortadoğu toplumlarının tipik özelliklerinin başında, sorunları önceden ön görüp buna uygun planlamalar yapma, çözümler üretme işini erteleme vardır. Sorun ortaya çıkıp yakıcı hale gelince çözüm üretilmeye çalışılır, bu süreçte atılan adım ise genelde çok geç kalınmış, çözümsüzlüğü büyütmüş adım olur.
Bir başka tipik özellik ise sorunun doğru analizini yapıp, gerçekçi, doğru çözümler yerine, işin şov boyutu esas alınır. Şova dayalı müdahaleler, sorunları köklü çözüme ulaştırmaz, müzmin hale getirir.

Orman yangınları konusunda da aynı tabloyu görmekteyiz. Türkiye orman yangınları açısından yüksek riskli bir coğrafyadır. Küresel ısınma ile birlikte bu risk daha üst düzeye çıkmıştır. Her yaz orman yangınları nerede ise kaçınılmaz olan bir coğrafyadır. Orman yangınları esasta üç temel faktörden dolayı ortaya çıkar. İlk ikisi insan faktörüne bağlıdır.
Birinci faktör, ormanlık alanlarda tarım, hayvancılık, seyehat, piknik vb. aktivitelerde bilinçsizce ve sorumsuzca atılan adımlar sonucu çıkan yangınlardır.

İkinci faktör, otel, konut, villa, madencilik vb. faaliyetlere alan açmak için yapılan sabotajlardır.

Üçüncü faktör ise doğal yollarla, aşırı ısınma sonucu sürtünme ile veya yıldırım düşmesi vb. doğal nedenlerle çıkan yangınlardır.

Her koşulda havalar ısındıkça bir şekilde orman yangınları ile yüz yüze geleceğimiz, kahinlik gerektirmeyen coğrafyamızın gerçeğidir. Bu gerçekle yaşamak zorunda olan bir coğrafyada orman yangınları ile mücadele de iki temel unsur öne çıkıyor.

Birincisi bilinçli, eğitimli insan unsuru, ikincisi coğrafyanın özelliklerine uygun teknik, teknolojik alet edevatlar. Bu ikisinin birleşimi ve doğru planlama ile yangınla mücadelede başarılı olunur. Yangınla mücadelede eğitimli insan unsuru, teknik, teknolojik araç, gereçlerden daha önemlidir. Eğitimli insan unsurunuz yoksa teknik, teknolojik araçlar işe yaramaz.

1) Konunun uzmanlarının Türkiye’nin arazi yapısı ve orman yapısı üzerine kapsamlı araştırması

2) Bu araştırma sonucu yüksek riskli yangın bölgelerinden, düşük riskli bölgelere doğru haritalandırmanın yapılması

3) Orman alanlarının arazi yapısı, yangına karadan hızlı müdahale için, yolların açılması, ormanlık alanlarda müdahale üstlerinin oluşturulması, gözlem noktalarının kurulması, havadan hangi alanlarda uçaklarla, hangi alanlarda helikopter ile, kimi yerlerde arazı yapısına uygun olarak ikisinin birden kullanılarak yapılacak müdahalelerin koridorlarının oluşturulması, bu esaslar üzerinden kapsamlı haritalandırılmaların yapılması

4) Ormanlık alanlarda çıkacak yangınların senaryolandırılması ve buna uygun müdahale simülasyonlarının yapılması.

5) Bütün bunların sonucunda çıkabilecek yangınlarda seferber edilecek eğitimli insan sayısı, gönüllü sayısının tahmini tespitinin yapılması.

6) Yangınlarda başarının %80, 85’nin karadan müdahaleye bağlı olduğu düşünülürse, gerekli teknik ekipmanların temini ve hangi noktalarda konuşlandırılacağı

6) Arazi yapısına uygun hangi hava araçlarının gerekli olduğunun tespiti ve buna uygun yeterli sayıda hava aracı konumlandırılması. Unutulmamalı ki, hava araçları yangın ilk çıktığında hızlı ve etkin müdahalede ve soğutma çalışmalarında önemli rol oynarlar. Yangın çıkıp, yayıldıktan sonra hava araçları karadan müdahale kadar etkili olamaz. Yangın yayıldıktan sonra hava araçları ile yapılan müdahale şovdan öteye geçmez. İktidarların zevali kurtarma işine yarar.

7) Ormanlık alanlardaki bölge sakinlerinin olası bir yangında neler yapabileceklerinin toplantılar, broşürler vb. vasıtası ile eğitilmesi, nerelerde konumlanacaklarının bildirilmesi gibi yöntemler yangınla hızlı ve etkin mücadelede tayin edici yer tutmaktadır.

8) En az yılda iki kez kapsamlı yangın söndürme tatbikatları ile hem toplumda bilinç sıçraması, hemde doğru müdahale kanallarının geliştirilmesini sağlayacaktır.

9) Yangın çıkan ormanlık alanların asla imara açılmaması.

10) Siyasi erkin ormanların, tarım alanlarının, su havzalarının korunmasının bu ülkenin başlıca beka sorunu olduğu bilinci ile, rant, şov vb. akıl dışı ve vurguncu politikalardan uzak durması meselenin olmazsa olmazıdır. Aksi halde her yıl yangınlar seyredilir, göstermelik müdahalelerle geçiştirilir, ülkenin çölleşmesi ile çöküşü kaçınılmaz hale gelir.


Ey dış güçler denen güçlere en iyi hizmet ülke topraklarının yağmalanması, çölleştirilmesi ile dışa bağımlı kılınması ile yapılır. Saray rejimi 20 yıldır bu coğrafyayı yağmalamakta ve çölleştirmektedir. Orman yangınları ve çölleşmeye karşı planlamalarda sorumsuzca davranmaktadır. Yeterli bütçe ayrılmamakta, liyakat esasına uygun görevlendirmeler yapmamakta. Ormanın O’sundan anlamayan, imam hatip mezunu birini orman bölge müdürü yapılabilmektedir. Sadece Tügva- Ensar, Türken vb. insan öğütme ve uyutma saadet zincirlerine aktarılan, özcesi iç edilen paralarla dahi bu meselelerin üstesinden gelinir.

Oysa konusunda uzman ve esaslı projelerle meselenin üstesinden gelecek yeterli insan kaynağı sıkıntısı yok. Haramilik esas alındığından, yandaş olsun çamurdan olsun yaklaşımı ile Türkiye’nin ak ciğerleri çölleşmekte, ülke nefessiz bırakılmaktadır.

Konunun uzmanları elbette daha kapsamlı değerlendirmeler yapacaklardır. Geçen yılki yangınlar ve bu yıl Muğla-Marmaris yangını göstermiştir ki siyasi erkin her alanda olduğu gibi bu alanda da kepazeliği sürmektedir. Bu kepazelik meşrepleri haline gelmiştir.

Nihat Veli Yüce – 24.06.2022

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑