Sömürgecilik

Published on Mayıs 11th, 2023

0

Kobanê davası: Erdoğan sizin üzerinizden seçim çalışması yürütüyor

Kobanê kumpas davasının 25’inci duruşması görülüyor. Duruşmada konuşan Alp Altınörs, “Hiçbir sanığa politik savunma yapmayın diyemezsiniz çünkü politik bir yargılama yapıyorsunuz. Tutukluluk durumumuz politik bir yargılamanın sonucu olarak devam etmektedir” dedi.

6-8 Ekim 2014 Kobanê Ayaklanması gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları ve yöneticilerinin de bulunduğu 20’si tutsak 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 25’inci duruşmasının 1’inci oturumu, Sincan Hapishane Kampüsü duruşma salonunda görüldü. Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen davanın duruşmasına Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar katıldı.

Sincan Hapishanesi’nde tutulan siyasetçilerin bir kısmı duruşmaya gelirken, farklı hapishanelerde bulunanlar ise SEGBİS’le duruşmaya bağlandı. Duruşma, tutuk incelemesine dair savcının mütalaasının okunmasıyla başladı.

Duruşma, iddia makamının mütalaayı okumasının ardından tutuklu siyasetçiler mütalaaya ilişkin savunma yapması ile devam etti.

ALTINÖRS: POLİTİK BİR YARGILAMA YAPIYORSUNUZ
HDP eski Eş Genel Başkan Yardımcısı Alp Altınörs, Erdoğan’ın seçim vaatlerinin Kobanê davasıyla şekillendiğini belirterek, “Recep Tayyip Erdoğan sizin üzerinizden seçim kampanyası yürütüyor. Erdoğan, ‘Biz olduğumuz sürece Selo’nun içeriden çıkma şansı yoktur’ diyor. Siz sadece sanıklara ‘politik savunma yapmayın’ demeye muktedirsiniz ama dava politik. Meydan siyasetinin nobranlığı içerisinde yürütülen bir yargılama içerisindesiniz. Hiçbir sanığa politik savunma yapmayın diyemezsiniz çünkü politik bir yargılama yapıyorsunuz. Tutukluluk durumumuz politik bir yargılamanın sonucu olarak devam etmektedir. Mega mütalaa ile karşı karşıyayız. 5 bin 280 sayfalık. 2 ayda böyle bir mütalaaya karşı savunma hazırlamak mümkün değildir. Mütalaa adeta yeni bir iddianamedir” ifadelerini kullandı.

ATA: BİZ DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜMÜN PARTİSİYDİK
Siyasetçi Ayla Akat Ata, mahkemenin 2 buçuk yıldır kendilerini görmezden geldiğini belirterek, şöyle devam etti: “İddianamede lehimize olan bir tek sözcük bulamadık. Açık tanıklar dinlendi, bizim hiçbirimizi tanımadığını söyledi. Bu yargılama, bu salonun dışında yürütülüyor. Bu dosyanın bu salonunun dışında karar vericileri var. Biz siyasetçiyiz. Tabi ki konuşacağız. İktidarın diliyle konuşmak zorunda da değiliz. Ben siyasetçiyim, en uç düşünceyi bile ifade edebilirim. Şiddet hariç. Bu ülkenin Aile Bakanı Derya Yanık, Erzurum’daki olayları ‘hassasiyet’ kapsamında değerlendirdi ve şiddete çağırdı. Hangi savcı Yanık hakkında dava açabiliyor. Biz beraat ettiğimiz dosyalardan yargılanıyoruz. Biz Türkiye’de değişimin, dönüşümün, demokratik olanın partisiydik. Bu ülkede Kürt sorununun demokratik çözümünü isteyen tek partiydik. Her gün seçim meydanında yeni bir video ile bizler şeytanlaştırılıyoruz. Bu kadar sorumsuzca beyanların, toplum üzerindeki etkisi nasıl engellenecek. Ama yapılıyor, niye? Çünkü biz HDP’li siyasetçileriz. Değil 2 buçuk yıl 2 buçuk dakika bile tutuklu kalmamı gerektirecek bir delil bile yok mütalaada.”

AŞAN: DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜĞÜN ADRESİ YEŞİL SOL PARTİ’DİR
Aynur Aşan, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılmasına ilişkin mitinglerin iddianamede yer aldığına dikkat çekerek, “Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını istemek suç mudur? Yasal bir suç var mıdır bunda, yok mudur? Kendi çıkarları doğrultusunda Sayın Abdullah Öcalan ile görüşüyorlar. Bir kürdün ana dilde eğitim talep ettiğini söylemesi yasak ama iktidar söyleyebiliyor. Bir Kürt statümün anayasal güvenceye kavuşturulmasını istiyorum dediğinde bu suç sayılıyor ama iktidar bunu yaptığında bu suç sayılmıyor. Kürtlere siyaset yapmanın her yolu suç sayılıyor. Demokrasi ve özgürlüğün biricik adresi Yeşil Sol Parti’dir, Yeşil Sol Parti’nin biricik kadın çalışanlarıdır. Amed’ten beklentimiz, 12-0 milletvekili çıkarmanızdır. Bütün arkadaşlarımı selamlıyorum ve mütalaada belirtilen hiçbir suçlamayı kabul etmiyoruz” dedi.

Duruşmaya saat 13.30’a kadar ara verildi.

KIŞANAK: 14 MAYIS’TA DEMOKRATİK GELECEĞİN KAPISI ARALANACAK
Aranın ardından söz alan Kürt siyasetçi Gültan Kışanak, “Bu yargılama bizleri tutukladıkları günden bugüne siyasi hesaplarla açılmış dava, emir kulu haline gelmiş hakimlerin, yargıçların yürüttüğü yargılamalardır” dedi. İktidarın tüm seçim meydanlarında kendilerini konuştuğuna işaret eden Kışanak, “Halklarımızın bu konudaki vicdanına güveniyorum. Bu kumpasçı, yolsuzluk yapan iktidarı tarihin çöp sepetine atacaklar” dedi. Her seçimde hapishaneden birinci parti olarak çıktıklarına işaret eden Kışanak, seçimlerde 1 oyunu Kemal Kılıçdaroğlu’na, 1 oyunu Yeşil Sol Parti’ye vereceğini söyledi.

Kışanak, şöyle devam etti: “Ben eminim ki kadınlar, Kürt halkı oylarını demokrasi, barış, çözümü kurmak için kullanacak. Bizler bu davada siyasetçiler olarak, HDP’de vücut bulmuş ortak gelecek arayışında demokratik bir geleceği kurma inşasının temsili için yürüdük. Bunun için esir alındık. Bizleri bu kumpas dosyalarında yargılamaya çalışıyorlar. Türkiye’deki bütün inançların, kimliklerin ortak bir gelecek için buluşacaklarına, birbirlerini sevmeyi tercih edeceklerini ve oylarıyla bunu göstereceklerine eminim. 14 Mayıs’ta Yeşil Sol Parti, HDP fikriyatı ile Meclis’e girecektir. 14 Mayıs demokrasinin bayramı olacak, demokratik bir geleceğin kapısının aralandığı bir gün olacak. Olası tüm provokasyon girişimlerine karşı halkımızın oylarına sahip çıkacağına da yürekten inanıyorum.”

YÜKSEKDAĞ: YARGININ YÜZÜNE BAKILACAK HALİ KALMADI
HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, davanın tutuk incelenmesi aşamasında olduklarına işaret ederek, bu incelemenin şartlarının da normal zeminde seyretmediğini söyledi. Yüksekdağ, şöyle devam etti: “Bu tutukluluk incelemesi de bir ‘mış’ gibi yapma eyleminin parçasıdır. Hukuken yok hükmündedir. Siyaseten de yakın zamanda yok hükmünde sayılacaktır. Bilmem kaç sayfalık bir mütalaa hazırlanmış. Yine yalanlardan, kumpaslardan oluşturulmuş bir kağıt yığınından söz ediyoruz. İktidar bu mütalaa üzerinden seçim kampanyası yürütüyor. Erdoğan kısa süre önce Demirtaş hakkında ‘daha karar verilmedi ama o katildir, onun gibiler de katildir. Bazı cezalar verildi ama daha verilecek. Hakkında verilecek kararlar var’ dedi ve kararınızı açık etti. Kim bilir kaçıncı defa. Bu zamana kadar AKP defaatle bu mahkeme hakkında karar açıklandı. Hala bu yargılamayı varmış gibi sürdürmeye çalışıyorsunuz.”

Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burası bir mücadele sahası olduğu için burada hala sizinle yüz yüzeyiz. Yoksa yargının yüzüne bakılacak hali kalmadı. Bizden nefret ede ede nefrete, zulüm ede ede zulme doymamış bir zihniyet, kişilik, kişilikler toplamı olabilir mi? Şu anda gidecek olması duygusuyla yalana daha çok sarılıyorlar. Sağduyulu, soğukkanlılıkla, inanç ve dirençle bu seçimlerden özgürlüklerin galip çıkması için mücadele ediyoruz. Ama siyasetçiler, bunun olmaması için elinden gelen her şeyi yapıyor. Bu iktidar bir kez daha seçilirse AKP’nin yargıcı olan bir yargı kurumundan bile söz etmek mümkün olmayacak. HDP var olduğu günden bu yana bu köhnemiş iktidara çok geldik ama onlara fazla geliyoruz diye kendimizi eksiltecek, sinecek, kendimizi geri çekecek halimiz yok. O yüzden Yeşil Sol Parti ne güzel söylemiş: ‘Çok olacağız.’ Ben inanıyorum ki, çoğalanlar bu memleketi değiştirecektir. Bu gücü taşıyanlar bizleriz. Senlik benlik bilincinin ötesinde yine bizlik bilinci ile değiştirecek olan bizleriz. 14 Mayıs’tan sonra güzel şeyler olacak.” (etha)

Tags: ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑