Ekonomi

Published on Şubat 8th, 2023

0

Halkın deprem vergileri nereye gitti?

Türkiye’de deprem vergilerinden elde edilen 88 milyar 240 milyon TL ile 2023 yılı için kullanılacak 4 buçuk trilyon bütçenin nereye gittiğinin sorulması gerektiğini belirten İstihdam Uzmanı Sinan Ok, bu kaynakların savaş, rant ve Saray’a gittiğini söyledi.

Türkiye’de, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 tarihinde yaşanan depremlerin ardından 26 Kasım 1999 tarihli 4481 Sayılı Kanun ile yeni vergiler getirildi. Bu kanunla birlikte deprem vergisi de (Özel iletişim vergisi olarak adlandırılıyor) alınmaya başlandı. O dönem bir yıllığına getirilen deprem vergisi, önce 4605 sayılı Kanunla 31 Aralık 2002’ye kadar daha sonra 31 Aralık 2003 tarihine kadar uzatıldı. Bir yıllığına getirilen vergi, 31 Temmuz 2004’te Resmi Gazete’de yayımlanan 5228 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 39’uncu maddesine eklenerek, kalıcı ve sürekli hale getirildi. Bugün ise, kullanılan iletişim araçlarından yüzde 10 oranında özel iletişim vergisi (deprem vergisi) alınıyor.

Türkiye’de 24 yıldır toplanan deprem vergilerinden 88 milyar 240 milyon TL hasılat elde edilmiş durumda. Mereş ve Dîlok merkezli meydana gelen şiddetli depremlerden etkilenen birçok bölgeye halen ulaşılmaması, doğrudan hazineye aktırılan “deprem vergilerinin nereye gittiği” sorusunu akıllara getiriyor.

Konuya dair konuşan İstihdam Uzmanı Sinan Ok, Türkiye’de deprem vergilerinin de diğer vergiler gibi “savaş, rant ve saraya aktarıldığını” belirtti.

ÖVÜNÜLEN ‘HİZMETLER’ ÇÖKTÜ

Merkez üssü Mereş ve Dîlok olan depremlerden sonra iktidarın asıl yüzünün bir kez daha ortaya çıktığını söyleyen Ok, “Yıllardır ‘yapıyoruz’ dedikleri yollar, havaalanları, köprüler ve kamu binaları çökmüş ve kamu hizmeti sunamayacak durumda. Kamu hizmeti sunulamayan ondan fazla il, onlarca ilçe ve köy mahalleler bulunuyor. İnsanlar bir ekmeğe muhtaç edilmiş halde. Bugüne kadar toplanan deprem vergilerinin ayrı bir fonda toplanılıp, bugün için kurtarma ekiplerinin hazırlanması, kadroların eğitilmesi ve gerekli ekipmanların sağlanması için kullanılabilirdi. Ancak ne yazık ki böyle yapılmadı” dedi.

BÜTÇE SAVAŞ VE RANTA GİDİYOR

Konuşulması gerekenin sadece deprem vergisi olmadığını, bu yıl kullanılacak 4 buçuk trilyon bütçenin nereye aktarıldığına bakılması gerektiğine dikkat çeken Ok, “Şu an milyonlarca insan açken, soğukta ve dışarıdayken Türkiye bütçesinin bir daha nereye gittiğini sorgulamamız gerekiyor. Bu kadar ranta, savaşa, saraya ve yandaşa ayrılan bir bütçe varken, milyonlarca insanın soğukta aç bir şekilde ölümü beklemesi durumunda toplumun şu soruyu sorması gerekiyor; ‘bu devlet ne için var?’ Eğer devlet, bugün 40 saate yakındır halka ulaşamamış ve enkazdan çıkarmamışsa, demek ki devlet gereksiz bir devlettir. Dolayısıyla sunulması gereken kamu hizmeti varsa bugün sunulmalıdır. Yarın insanlar öldükten sonra taziyeler ve siyasi nutuklar için hiç bir aile ziyaret edilmemelidir. Bugün de orada olmayan vekillerin, kamu kurum temsilcilerinin yarın söyleyecek sözü, dolaşacak yüzü kalmayacaktır” diye belirtti.

İMAR AFFI: CİNAYET YASASIDIR

Toplumda hala deprem bilincinin oluşmamasından yakınan Ok, şöyle dedi: “2021 Meclis Araştırma Komisyonu bir rapor hazırladı. Rapor kağıt üzerinde kaldı. Aslında o raporda neler yapılması gerektiği yazıldı ama ne yazık ki uygulamadılar. Yıllardır bilim insanları yapılması gerekeni söylüyor, şehirlerin nasıl imar edilmesi gerektiğini belirtiyor. Çünkü Türkiye, depremi ilk kez yaşamıyor. Depremin yaşandığı yerlerde tedbirlerin alınması ve tedbirlerin tüm ülkede uygulanması gerektiği açık açık ifade ediliyor. Türkiye’de depremlerin önü alınabilirdi ancak iktidar ‘imar affı’ diye bir cinayet yasası çıkardı. Bu cinayet yasası ile bugün 10 binlerce insanın ölüme teslim edildiğini görüyoruz. Bugün yıkılan o binaların kaçının ‘imar affı’ndan geçtiğinin araştırılması gerekiyor. O hastaneler, yollar, limanların inşaatlarını yapan müteahhitlerin firmaların bugün hesap vermesi gerekiyor. Bu kadar insanın hayatında, canında izleri var. Bu rantı yapanların ve rantı sağlayan iktidarın hesap vermesi gerekiyor. Bu iktidar binlerce insanın canından sorumludur. Bunu söylerken de şu an halen enkaz altında insanlar bulunuyor.”

4 BUÇUK TRİLYON NEREYE GİTTİ?

Yaşanan felaketlerin, devam eden acı tablonun sadece deprem vergileriyle düzeltilemeyeceğinin altını çizen Ok, “Tam da bu noktada 89 milyarlık deprem vergisi değil, Türkiye’nin bu yıl için belirlediği 4 buçuk trilyonluk bütçenin nereye gidiyor sorusu önemlidir. Eğer, insan, yaşam ve hak odaklı bir siyaset yürütülseydi, bizler bu depremde böylesine büyük bir krizle karşı karşıya kalmış olmayacaktık. Ancak yaşamı önceleyen bir siyaset yok. Türkiye’de, sadece askeri alanda bir buçuk milyon üniformalı güç olduğunu biliyoruz. Bu üniformalı insan gücü özellikle böylesine afetlerde eğitimli olması gerekiyor. Önceliğinin ‘yaşamı koruma’ olduğunu bilmesi gerekiyor. Ama bizler biliyoruz ki bu üniformalı gücün deprem bilincine, ilk yardıma, enkazla nasıl mücadele edeceğine dair bir fikri yok. Toplumlar, güvenlik için onları finanse ediyor ancak baktığımızda oradaki asker ve polislerin sıradan insanlar gibi enkaza müdahale edemediğini, duygusal davrandığını, ağladığını, aç kaldığını açıkta kaldığını görüyoruz. Dolayısıyla bu şekilde orada olmalarıyla bir güvenlik durumu oluşturmuyorlar. Bu acı tablo bir daha yaşanmamalı ve artık ciddi olarak hazırlanmalıyız” ifadelerini kullandı.

MA / Cengiz Özbasar – Berivan Kutlu

Tags: , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑