Göçmenlik

Published on Şubat 27th, 2023

0

Göçmenliğin güzellikleri | Ali Çarman


Uzun bir zamandır, 1996’dan bu yana birinci kuşaktan işçileri izleyip onların deney ve tecrübelerini, anılarını ve belgelerini toplamaktayım. Evine misafir olduğum her işçinin anlatacak bir hikayesi olduğunu yaşayarak gördüm...

“Hakikat denizinde her gün öğreniyorum” (Philipp-Matthäus-Hahn)

İnsanlık, Emekleme süreciyle birlikte hep daha güzel-güvenirli-rahat bir yaşamın peşinde koşmuştur. Bu çok basit ve insani emeli doğrultusunda bin bir türlü zahmete katlanmaktan geri durmadı.

Türkiyeli işçiler altmışlı yılların başında önceleri kendi olanakları daha sonra iki devlet arasında yapılan işgücü anlaşmasıyla geleceğini Almanya’da aramaya başladı. Bu zorlu ve zahmetli sürecin 62 yılı geride bırakıldı ve ilk kuşakların yaşadıkları, çabaları, zorlukları yeni kuşaklar için artık geçmişte yaşanmış hikayeler oldu.

Böyle olması bir yanıyla bir geçekliği ifade ediyor olsa da asıl görülmesi gerekli yanın; emeğin gelişme yasaları ve hayatın ortaya çıkardığı gerçeklerin üstünü örtmemeli.

Kendi ihtiyaçlarına bağlı olarak bir göç ve göçmenlik olgusu yaratan sermaye sınıfı her konuda olduğu gibi göçmenlik sorunları konusunda da neredeyse yarım asra yakın bir zaman hep görmezde geldi. Ancak, hayatın içinde olanlar ve her gün yeniden üretenler işçi ve emekçiler arasında yadsınmaz değişimler ve ortak mücadele etme deneyimleri yaşandı.

Başlangıçta, yerli işçilerin ücretlerini frenlemek, işçiler arasında bölünmeleri çoğaltmak ve işçiyi kendi egolarının esiri yapma olanların hesapları tutmadı. Bunda birinci derecede işçi sınıfının birlikte hareket etme karakterist özeliği ve sendikaların payı büyük oldu.

Avrupa’nın en büyük sendikası olan IG Metall, Türkiye/Almanya anlaşması yapıldan yedi ay önce Türkiyeli işçilere kendi dillerinde seslenen aylık bir dergi çıkararak ‘Hoş Geldiniz’ diye seslenmiş. Sendika, böylece aslında işin gelişme yönünü gördü denebilir.

Valizler dolusu umut

Uzun bir zamandır, 1996’dan bu yana birinci kuşaktan işçileri izleyip onların deney ve tecrübelerini, anılarını ve belgelerini toplamaktayım. Evine misafir olduğum her işçinin anlatacak bir hikayesi olduğunu yaşayarak gördüm.

Hayat bazen insana çok fazla düşünmeden “yap” der. Konumuz olan birinci kuşak işçiler de öyle davrandılar. Kendilerini bekleyen zorlukları dikkate dahi almadılar. Tüm sevdiklerini geride bırakıp yeni ufuklara yelken açtılar.

Topladığımız materyallerin büyük çoğunluğu kırış kırış olmuştu. Zira, elimize tutuşturulan fotoğraf uzun süre cüzdanda taşınmış, veya işyerindeki elbise dolabının iç kısmına tutuşturulmuş, bazen ise fotoğraf ülkeye gönderilmiş sonra çocuklarla birlikte geri dönmüş.

Sözü fazla unutmadan teolog ve bilim insanı olan, Philipp-Matthäus-Hahn’dan ‘Hakikat denizinde her gün öğreniyorum’özdeyişi çalışmamıza yol gösterdi.

Her dört kişiden bir kişinin göçmen olduğu günümüz Almanya’sında göçmen emekçilerin baş belası ırkçılık bitmek bilmiyor. Geçtiğimiz günlerde, Kassel şehri yakınlarındaki Willingen’de üç gün süren göçmen işçiler konferansını gerçekleştiren IG Metall sendikasının burada bir kez daha altını çizdiği bir gerçekliği aktarmakla yetinelim; ‘’Antifaşizm; Irkçılığa, aşırı sağcılığa, anti-semitizme ve işçilerin bölünmesine karşı hep birlikte mücadele etmektir’’

Göçmen hayatlarını fotoğraflarla anlatmak

Bugüne değin ‘Valizler Dolusu Umut’ başlığı altında onlarca şehirde fotoğraf sergilerimiz oldu. Bu çalışma IG Metall sendikasında dostlarımızın dikkatini çekmiş olacak ki, Fotoğraf sergisini, Göçmen İşçiler Konferansında gösterme inceliğini gösterdiler.

Bunun için özel olarak bir kataloğun hazırlanması tasarlandı. IG Metall sendikası göçmen işçiler bölümü başkanı Dr. Fessum Ghirmazion’nun katalog için kaleme aldığı yazıda kısa bir bölüm:

Aslında, neredeyse hiçbir kuruluş IG Metall kadar işe alım sözleşmesinden bu kadar güçlü bir şekilde etkilenmemiştir. Daha 1960 yılında, dönemin IG Metall başkanı Otto Brenner Berlin’deki sendika konferansında yabancı işçilerin çıkarlarını işveren karşısında temsil etmenin tek başına önemli olmadığını açıkladı. Ayrıca IG Metall’i göçmenlerin özel durumunun hakkını vermeye çağırdı. Çağrı başarılı oldu. IG Metall bu dönemde göçmenler için ve göçmenlerle birlikte sendikal çalışmalarını genişletmeye devam etti. Metall Zeitung 1968’den itibaren düzenli olarak Yunanca, İtalyanca, Yugoslavca, İspanyolca, Türkçe ve Portekizce olarak yayınlandı. . 1960’ların sonunda IG Metall yönetim kurulunda ‘Yabancı İşçiler’ den sorumlu sözcü belirlendi. Daha sonra ayrı bir departman oluşturuldu. Bu, sistematik göç çalışmaları için personel ve altyapı koşullarını oluşturdu.

IG Metall bu aşamada bir göçmen sendikası haline geldi ve bugüne kadar da öyle kaldı. Üyelerimizin yarım milyondan fazlası göçmen kökenlidir. Bunlar sendikamızın yaklaşık yüzde 22,5’ini oluşturmaktadır. Bu oran, 2016 yılında Berlin Ampirik Entegrasyon ve Göç Araştırmaları Enstitüsü (BIM)1 tarafından gerçekleştirilen bir üye anketinin sonucudur. O dönemde bu oran, Almanya nüfusu içindeki göçmen kökenlilerin oranına tam olarak tekabül ediyordu.

O dönemde sendikalar, entegrasyonun eşitlik temelinde mümkün olduğunu gösteren tek büyük siyasi örgütlerdi. En başından beri amaç, sendika yetkililerini göçmenlerin saflarından seçerek IG Metall’in ayrılmaz bir parçası haline getirmekti. Ve bugün geriye dönüp baktığımızda, bunu başardıklarını söyleyebiliriz. Değerlerimiz her zaman net olmuştur: ‘eşitlik ve ortak karar alma’, ‘ırkçılık karşıtlığı ve dayanışma’ ya da birleşik sendikanın diliyle ifade edecek olursak: ‘çeşitlilik içinde birlik’. Bu değerler bizim için müzakere edilemez.‘‘

Geleceğimiz genç kuşaklar

Bugün onlar, onların çocukları ve torunları Almanya’da bir yaşam merkezi bulmuş durumdalar. Ancak entegrasyon süreci defalarca zorlu engellerle karşılaştı. Özellikle ırkçı ve milliyetçi saldırılar, Almanların ve göçmenlerin barış ve dayanışma içinde bir arada yaşamalarını zorlaştırmaktadır.

Ancak günümüz dünyasının, işsizliğe ve sosyal hakların ortadan kaldırılmasına karşı farklı kökenlerden gelen insanların daha da güçlü bir şekilde bir araya gelmesine ihtiyacı olduğu da bir gerçek. ‘‘Valizler Dolusu Umut‘‘ fotoğraf sergisi buna bir katkıda bulunmak istiyor. Ve sergi önümüzdeki aylarda bir çok şehirde sergilenmeye devam edecek…


Ali Çarman – 27.02.2023

Tags: , , , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑