Makaleler

Published on Nisan 27th, 2022

0

Gezi bir uyanış ve diriliş ruhuydu… | Hüseyin Y.


Gezi bir uyanış ve diriliş ruhuydu. Kesilen ceza bu diriliş ruhuna karşı bir karşı hamlededir!

Sessizlik köleliğe, direniş özgürlüğe açılan tek yoldur.

BENDE ORADAYDIM diyorsan.

Kesilen cezayı tanıma, bu direnişte yaşamını yitirenleri unutma, sesini yükselt bir kez daha GEZİ ruhu ile ayağa kalkmanın günüdür denelidir.

Bunun için, GEZİ’de yargılanan ve sembolü konumuna gelen KAVALA ve tutuklu rehineleri sahiplenmek ve yıllardır sınır tanımayan ADALETSİZLİGE karşı her yer TAKSİM HER YER DİRENİŞ için omuz omuza yeniden ayağa kalkmalı ve yeter demenin zamanıdır.

GEZİ’nin şehitlerin yaşamını yitiren canlarınızın çağrısına onların direniş ruhu ile dur demeliyiz.

Yaşanan bu adaletsiz kararı tanıma ayağa kalk, hak ve ADALET de.

“Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz’ın Gezi davası kararına tepki: “Bu ülkede adaletin olmadığını çocuklarımızın canını alarak gösterdiler” diyerek 

Adalet ve Vicdanlı olmanın ölçütü bununun karşısında susmamanın gerektirdiğini hatırlatıyor.

Evet, ne den bu direniş bastırıldı?

Kim bu direnişin ateşine su döktü?

Bu direnişin artık ebedi olmasını istemeyenler kimlerdi?

Bugün onlar nerede, ne işle meşgul olduklarını da biliyorluyuz mu? 

Direniş komitesinin buradaki rolü neydi?

Gezi’nin halk hareketi muhtevasını bozan Taksim Dayanışması ve etrafında duranlardır. 

Gezi direnişini değerlendirirken “pasifizmi ve direnenleri düşmanlaştıranları” unutmamak lazım.

Yeniden bu ruhun ateşi ile bu sürecin ışığında direniş ruhu ile uyanık olmalı atılacak yeni bir adım adalet ve özgürlüklerin kapısını açacak tek yoldur. 

Velakin, bu vb sorulacak binlerce sorunun yanında öğrettiği esas tarihi ders sokağın ve direnişin gücü ve egemenleri korkutan ezilenlerin birliğinin örgütlülüğe dönüşmesidir.

Bunun için o sözde altılı “muhalefetin” sokaktan korkusu ve uykuları kaçar. Çünkü omlarında tek derdi hizmetinde kusur tanımadıkları sermaye ve onların egemenliğidir.

Yıllardır yaşanan karanlığa karşı tek çözümün sandıkla açıklayan ve sokaktan kaçan ve korkan bir anlayışın bir aldatmaca ve geniş işçi ve emekçileri oyalamaktan ibaret olduğu ortadadır.

Bu anlamda üçüncü yol eğiliminin sözde muhalefetin bu yaklaşımımın aksine sokak ve direniş ruhu ile ayağa kalkmak ve geniş suskun toplumsal muhalefeti harekete geçirmek ve demokrasi ve özgürlük mücadelesini yükseltme sorumluluğu içinde olmalıdır.

Bunun İçin bugünden itibaren her yer direniş, hak ve özgürlükler için 1 MAYIS’a kadar süresiz bir direniş ile hayır de susma sustukça kölelik ebedi olacaktır bilinciyle yeniden tek çözüm direniştedir.

Verilen karata karşı; “Son sözüm olduğunu düşünmüyorum. Hırsızlık, uğursuzluk, yolsuzluk yapmadım. Yaşamımdan onur duydum. Aynı onuru benim yaşıma gelince sizin de yaşamınızı umuyorum.” diyen Mücella YAPICI’nın bu çığlığı bir manifesto niteliğindedir.

Gezi yargılanmaz, yargılamalıdır.

İşimiz, aşımız ve geleceğimiz için her yer özgürlük ve adalet için; Kürdistan’da sürdürülen savaşa, sönürüye, ceza ve evlerinde süren adaletsizliğe karşı tek yol mücadeleye ve direnişle ile özgürlük İçin yeter demenin ve güçlü bir şekilde BENDE ORADAYDIM demenin zamanıdır.

Gezi teslimiyeti red eden bir diriliş ve direniş ruhuydu, bu ruhu karartmaya ve ülke halkları ve ezilenlerinin karanlığa boğulmasana karşı bugünde ülkedeki karanlık perdesini yırtmanın ve yeni saldırı dalgasını kırmanın en önemli ruhudur.

Boyun eğme, Gezi mahkum edilemez.

Saygılarımla 

Hüseyin y

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑