Türkiye

Published on Nisan 1st, 2023

0

AYM’ye göre yüzde 98 engelli Yıldırım’ın cezaevinde kalmasında ihlal yok

AYM, tekerlekli sandalyede bulunan yüzde 98 engelli tutuklu Serdal Yıldırım’ın cezaevinde bulunmasını, ihlal olarak görmedi. AYM, Adli Tıp Kurumu ve hastanenin verdiği ‘cezaevinde kalamaz’ raporunu ise görmezden geldi.

Metris 2 No’lu R Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan hasta tutuklu Serdar Yıldırım’ın, 17 Mart 2009’da Mardin’in Kızıltepe ilçesinde geçirdiği bir trafik kazası nedeniyle belden aşağısı felç.

Boynundan beline kadar 40’a yakın platin bulunan Yıldırım, yaşamını tekerlekli sandalyede sürdürüyor.

“Örgüt üyesi olmak” ve örgüte eleman kazandırmak” iddialarıyla 28 Aralık 2018’de tutuklanan Yıldırım, te başına yaşamını idame ettiremiyor.

Ve Yıldırım’ın bu durumu hem hastane hem de Adli Tıp Kurumu (ATK) raporlarıyla defalarca belgelendi.

Yıldırım’ın avukatları, bunun üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na infaz erteleme başvurusunda bulundu. Savcılık, Mardin Emniyet İl Müdürlüğü’ne yazı yazarak, “infaz ertelenmesi durumunda toplum güvenliği açısından risk olup olmadığını” sordu.

Emniyet, Yıldırım’ın serbest kalması durumunda PKK’ye katılacağı ya da eylem ve faaliyetlerinde yer alabileceğini ileri sürerek, tahliyesini istemedi. Savcılık, emniyeti referans alarak 5 Mart 2019’da infaz erteleme talebini reddetti.

Avukatların bir üs mahkemeye yaptığı başvuru da reddedildi.

Doktor emekli diye ameliyatı yapılmadı

Yıldırım, bulunduğu cezaevinde 2019 yılında görevli hasta bakıcılar tarafından tekerlekli sandalyeden düşürüldü. Düşürülme esnasında Yıldırım’ın omuriliğine takılan platinde kayma yaşandı.

Bu kayma nedeniyle Yıldırım uzanmakta ve uyumakta zorluk çekti. Bu ağrılar sebebiyle Yıldırım, Metin Sabancı Balta Limanı Kemik Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi.

Doktorlar, “Acil ameliyat olman lazım. Ancak ameliyatı sadece vücuduna bu platinleri yerleştiren hekim yapabilir” uyarısında bulundu. Ancak Yıldırım’ın tedavi edildiği Ankara İbni Sina Hastanesi’nde doktor olan Prof. Dr. Tarık Yazar’ın emekliye ayrıldığı için ameliyatı yapılmadı.

Yıldırım’ın avukatı Vedat Ece, 5 Mayıs 2019’da infazın ertelenmesi için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruda bulundu. Mahkeme, 21 Mayıs 2019’da verdiği ara kararla Yıldırım’ın, “Yaşamına ve maddi ile manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike yok” iddiasında bulunarak, talebi reddetti. Av. Ece, 28 Kasım 2019’da infazın ertelenmesi için AYM’ye ikinci başvuruda bulundu. AYM, 5 Şubat 2020’de talebi tekrar reddetti.

AYM, “İnfazın ertelenmesi talebinin reddedilmesi nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiğine” ilişkin başvuruya dair kararını ise 1 Şubat’ta verdi. Üç yıl sonra verilen ve 31 Mart’ta gerekçesi açıklanan kararda, hasta tutuklu Hayati Kaytan’a dair verilen kararına işaret ederek, yaşamını tek başına idame ettiremeyen veya mevcut hastalığı nedeniyle yalnız kalmasının yaşamı yönünden risk oluşturan kişinin durumunun tutulduğu koşullarla uyumsuz hâle gelmiş olmasının o kişinin mutlak surette salıverilmesinin gerektirmediği iddia edildi.

MA’da yer alan haberde karara ilişkin, “AYM, ATK’nin Yıldırım’ın cezaevi koşulları nedeniyle sağlık durumunun daha da kötüleştiğine dair bir değerlendirme yapmadı” iddiasına yer verildi.

AYM kararında, Yıldırım’ın tedavisinin engellenmediği de savunuldu.

‘Sağlığına dair bir zorunluluk yok’

Başvuruda Yıldırım’ın rahatsızlığının cezaevi koşullarında daha da arttığına dair bir belirlemenin de bulunmadığı görüşünü savunan AYM, Yıldırım’ın ‘özgürlüğünden yoksun bırakılma nedeniyle ızdırap ve acı çektiğini iddia ederek, bunun dışında bir ızdırap ve acıya maruz kaldığı yönünde delilin olmadığını’ öne sürdü.

AYM, “Sonuç olarak kesinleşmiş mahkûmiyet hükmü nedeniyle özgürlüğünden yoksun bırakılan bir kimsenin sağlık gerekçesiyle serbest bırakılması için hiçbir genel zorunluluk olmadığı, hasta bir kişinin ceza infaz kurumunda tutulmasının ancak ceza infaz kurumu koşulları veya uygulanan tedbirlerin kişiyi olağanın üzerinde sıkıntıya sokacak nitelikte olması hâlinde kötü muamele olarak nitelendirilebileceği, bu kapsamda somut bir delil olmadığı dikkate alındığında başvurucunun ceza infaz kurumunda tutulmasının tek başına kötü muamele olarak nitelendirilemeyeceği değerlendirilmiştir” ifadelerine yer verdi.

(Karınca)

Tags: , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑