Ayak yalama | Faik Akçay
AK Parti Ordu Milletvekili Dr. Şenel Yediyıldız, bir televizyon konuşmasında, “Erdoğan’ı sırtımızda taşımamız, ayakkabısını elimizle yalamamız lazım” demiş. Yalanacak başka yerlerini söylemeyi unutmuş. Ayaklarını öpmeyi ileri geçerek, yalamaya soyunmuş. Bunu başkalarına da önermekte.
Şenel Yediyıldız’ın konuşması şöyle: “Tayyip ağabey (Erdoğan, kendisinden küçük) Türkiye’nin başında. Dünyanın lideri. Biz, bu kaz kafamızla – özür dilerim, kusura bakma. Kendi kendimize ihanet etmek gibi bazı şeylere sapıyoruz. Şimdi kalkıp da böyle ucuz sebeplerle Tayyip ağabeye ihanet etmek, Türkiye’ye ihanet etmektir. Böyle sebeplerle Tayyip ağabey’ ihanet etmek mazlumlara ihanet etmektir. Bak sana açık ve net söylüyorum, şu anda Ukrayna ve Rusya savaşı var değil mi? Ukrayna da Rusya da Tayyip ağabeyden bir şeyler bekliyor ve de onları yapıyorlar görüyorsunuz. Daha ne olacak, biz Tayyip ağabeye ihaneti bırak, sırtımızda taşımamız lazım. Yani ayakkabısını elimizle yalamamız lazım. Bunları şey olsun diye söylemiyorum ya! Tayyip ağabeye, bu resme biz kalkacağız bir şeyler söyleyeceğiz.
“Çok pahalı alamıyoruz, gezemiyoruz diyenlere ya havle diyorsun ya!”
Biz bu memleketin insanı değiliz o zaman. Bırak AK Parti’nin veya bilmem neyin insanı olmayı, bu memleketin insanı değiliz ya!. Dünyada böyle bir lider olacak o liderin ülkesinde kendine karşı çıkan insanlar olacak değil mi, nasıl görürsün? Gittiğin yerlerde hep karşı çıkan cinsler var, ‘çok pahalı, alamıyoruz, yiyemiyoruz, gezemiyoruz’ diyenlere ya havle diyorsun ya! Dünyada pahalılıktan şikayet etmeyen ülke var mı? Avrupa’da, Almanya’da, Avrupa’da, Amerika’da var mı? Yok, niye? Dünya iki yıl pandemi diye bir şey geçirdi. Bütün devletler kendi çalışanını, işverenini, insanını korumak adına ne yatırım yapmak gerekiyorsa onları yaptı. Peşinden işte savaş çıktı…”1
“Çok pahalı alamıyoruz, gezemiyoruz diyenlere ya havle diyorsun ya!” diyor vekilimiz. Dünyayı nereden bakarsanız öyle görüyorsunuz. Yaşamı anlamlandırmak, nereden baktığınız bağlı. Kendi gelirine, gezme olanaklarına göre bu sözlerinde doğruluk payı olabilir. Ekmek, çay bin lira olsa, hiç etkilenmeyecek belli bir kesim var bu ülkede. Şenel Yediyıldız, çöplerden atıkları toplayarak, gününü gecesine katıp en az gelirle çalışan insanların penceresinden bakabilse, bunları söylemeye utanırdı. Milletvekilliği olanakları, ayrıcalıklı yaşamı penceresinden bakmakla, battaniyelerle örtülüp sokaklarda yatanların penceresinden bakmak, birbirinden çok farklı yaklaşımlara götürüyor insanları. Ekmek, yumurta 1000 tl olsa hiç tınmayacak belli bir azınlık var bu ülkede. Bunların yaşamı, yaşamı anlamlandırmaları, büyük halk yığınlarının yaşamını yansıtmaktan uzak.
“Ben bu ifadeleri bir yerel televizyonda konuştum ve benim konuştuğum ifadeler, yerel ifadelerdir. Bizim yöremizde insanların rahatlıkla kullandığı ifadelerdir” 2 diyen Yediyıldız, devirdiği çamın altında kalmamaya çalışıyor. Bu çok kolay değil.
Ordu yöresinde, “Elini, ayağını öpmek”, “Eline, ayağına kapanmak” gibi deyimler var. “Ayakkabısını elimizle yalamak” gibi bir deyimi hiç duymadık.
Bu konuşma biçimi, “yerel olsa”, “yerel dille konuşması mı gerekiyor?” Ordu yöresi halkı, büyüklere saygı gösterir ama hiçbir zaman kendisini büyüklerin, başkalarının ayaklarını yalayacak düzeye indirmez. Bunu kişisel çıkarları için hiç yapmaz.
Kimliği, yeteneği, toplumsal konumdu ne olursa olsun, birinin ayaklarını öpmek, yalamak, insanları özgürleştirmez, köleleştirir.
Siyasal yaşam, hiç yanlış kaldırmaz. Siyasal düzlemde söylenen sözlerin, adam öldürenin özür dileyerek sorumluluktan kurtulamayacağı gibi, özür dileyerek yanlışının altından sıyrılıp çıkması oldukça güçtür. Yanlış bir sözün, eylemin izlerinin tümüyle silinmesi olanaksızdır.
Tayyip Erdoğan’ı geçmişte ‘peygamber’e benzeten Yediyıldız, hızını alamamış olmalı. Yağcılığın, yalakalığın sınırı yok. Bunların insanlığa sağladığı bir yarar da yok. İnsanlık tarihinde bu tür davranışların çok ağır bedeller ödenerek yaşandığıyla ilgili sayısız örnekler var.
Yağcılıkla geçinenlerin, bu tür yöntemlerle devlet kapısında yükselenlerin oldukları yerden yuvarları korkunç olmakta.
Bu davranışlar, donanımlı, yetenekli, dürüst insanların yükselmelerini engellemekte, yönetim basamaklarına yaraşmayan insanların önlerini açmakta. Bu sonuçtan, ülkeler, insan yığınları, tüm insanlık zarar görmekte.
Özgür düşünmeye olanak vermeyen, kişilere dine sarılır gibi sarılıp körü körüne bağlanmanın kişisel getirisi olabilir, topluma bir yararı olmadığı gibi büyük zararları olmakta.
————————————-
2. ‘Tayyip abinin ayakkabısını elimizle yalamamız lazım’ ifadesinin ‘sırrı çözüldü’ https://www.diken.com.tr/tayyip-abinin-ayakkabisini-elimizle-yalamamiz-lazim-ifadesinin-sirri-cozuldu/
Faik Akçay – 26.01.2023
Related Posts
Muharrem İnce neye hizmet etme çabasında? | Faik Akçay →
Kadınlar dünyayı değiştirecekler | Faik Akçay →
Gerçek suçluları bulmadan sorun çözülemez | Faik Akçay →
