İşçi Sınıfı

Published on Nisan 23rd, 2023

0

ATİK’den 1 Mayıs’a çağrı: Krizin faturasını biz ödemeyeceğiz!


Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK), bir çok dilde yayımladığı açıklamayla tüm alanlara ilişkin haklı istemlerin haykırılması için 1 Mayıs’a aktif katılım çağrısı yaptı.

Avrupa Demokrat Haber Merkezi

ATİK tarafından yapılan açıklama şöyle:

Yaşasın İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs!

KRİZİN FATURASINI ÖDEMEYECEĞİZ!

İşçi sınıfının tarihi sahnesine çıkmasıyla birlikte, baskı ve sömürüye karşı bilinçli mücadelesi de sürekli gelişti. İşçi sınıfı; kendi özlük hakları, örgütlenme, eşit işe eşit ücret, çocuk işçiliğine, ayrımcılığa, sömürüye ve baskıya karşı tarih boyunca mücadele etmiştir. İş koşullarının düzeltilmesi, günlük çalışmanın 8 saatle, haftalık çalışma günlerinin beş günle sınırlandırılması için 1800’lerin sonlarında başlayan mücadele, birçok iş kolunda uzun süreli grevlerle devam etmiştir. 1 Mayıs 1886 yılında Chicago’da tekstil işçilerinin başlattığı greve yönelik polis saldırısında birçok işçi hayatını kaybetti. Direnişin 4 yiğit önderi idam edildi. 1889 yılında Paris’te düzenlenen II. Enternasyonal Kongre’si, ABD’deki bu direnişlere atfen, 1890’dan başlamak üzere 1 Mayıs’ı, „İşçi Sınıfı’nın Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü“ olarak kabul etti. 1890’dan günümüze kadar 1 Mayıs, her yıl Dünya çapında coşkuyla kutlanmaktadır. Bu yıl da 1 Mayıs işçi sınıfı tarafından; savaşa ve yoksulluğa karşı mücadele sloganlarıyla kutlanacaktır.

Savaş, kriz ve yoksulluk büyümektedir!

Emperyalistler arasında rekabet krizi giderek derinleşmektedir. Bir taraftan ABD’nin başını çektiği ve Avrupa Birliği ülkelerinin arkasına dizildiği NATO güçleri, diğere taraftan da Çin ve Rusya’nın başını çektiği Şangay İş Birliği Örgütü güçleri arasındaki çelişkiler, bölgesel savaşlarla yoğunluk kazanmaktadır.

ABD’nin 2001 yılında Afganistan’a ve 2003 yılında Irak’a gerçekleştirdiği müdaheleler, Suriye ve Libya ile devam etti. Bu saldırılar karşısında, Rusya’nın Ortadoğu ülkelerinde etkisini güçlendirmesi ABD ve AB emperyalist ülkelerinin bölgedeki hakimiyetini zayıflattı. Bu da NATO güçlerinin daha da saldırganlaşmasını beraberinde getirdi.

Ortadoğu’da hakimiyeti zayıflayan batılı emperyalist güçler, Rusya’nın pazar hakimiyeti olan Gürcistan, Kırım ve Ukrayna’yı, NATO’ya almaya çalışarak, Rusya’yı zayıflatma hamlesini gerçekleştirdi. Fakat, Rusya’nın Kırım ve Gürcistan’a müdahalesiyle NATO’nun bu hamlesi boşa çıkartıldı. Akabinde 2014’de Ukrayna’da AB yanlısı silahlı güçler, Rusya yanlısı hükümete karşı kanlı bir ayaklanma başlatmış ve 14 bin insanın katledilmesiyle bir darbe gerçekleştirilmiştir. Bu darbeyle birlikte ABD ve AB emperyalist güçleri Ukrayna’da hakimiyetlerini sağladılar.

Fakat Emperyalist güçlerin Ukrayna’daki karşılıklı çatışmaları giderek derinleşmiş ve 24 Şubat 2022’de Rusya Ukrayna’ya saldırarak bu çatışmayı daha da derinleştirmiştir. Rusya’nın saldırısına karşın tüm NATO güçleri, en modern silahlar ve mali güçle Ukrayna’nın arkasında durarak, Emperyalist güçler arasındaki çatışmanın tekrar bir dünya savaşına doğru gitmsinin kapılarını bir kez daha aralamıştır.

Emperyalist sistem, son yıllarda daha da derinleşen krizini, Ukrayna’da olduğu gibi bölgesel savaşlar başta olmak üzere, çeşitli yöntemlerle ertelemeye çalışmaktadır. Fakat her yaptığı hamle krizi daha da derinleştirmektedir. Krizin derinleşmesi, gelişen savaşlar, tekellerin uluslararası rekabet gücünü geliştirmek için uyguladıkları, esnek çalışma, ucuz işgücünün geliştirilmesi ve temel gıda maddeleri başta olmak üzere kitlelerin gereksinimi olan ihtiyaçlarındaki fiyat artışı, işçi ve emekçilerin daha da yoksullaşmasını birlikte getirmiştir.

Krizin faturası işçilere ödetilmektedir!

Dünyada 1970’den bugüne ilk defa enflasyon bukadar yükselirken, işçilerin reel ücretlerinde yoğun bir erimeyi de beraberinde getirmiştir. Dünya çapında yüz milyonlarca işçi; kayıt dışı, esnek, sosyal haklardan mahrum ve örgütsüz durumdadır. Çalışanlar arasında toplumsal cinsiyet eşitsizliğine  dayalı ücret eşitsizliği giderek büyümektedir. Gençlerin eğitim, meslek edinme ve iş bulma koşulları giderek zorlaşmaktadır. Meslek yapan gençlere verilen düşük ücret, onlar üzerindeki sömürüyü daha da arttırmaktadır.

Bununla birlikte işsizler ordusu her gün büyümektedir. Dünya çapında 2022 yılı verilerine göre 205 milyon insan işsiz durumdadır. Bu da yoksullaşmayı derinleştirmektedir. Verili rakamlara göre Dünyada 811 milyon insan aç kalıyor, 2 milyar insan ise yeterli beslenme sorunu yaşamaktadır. Aynı rakamlara göre çalışanların yüzde 6.4’ü aşırı yoksulluk yaşamaktadır. Avrupa ülkelerinde de yoksulluk sınırında yaşayanların sayısı her gün artmaktadır.

Avrupa’da işçilerin hak arama mücadelesi gelişmektedir!

Dünyanın birçok ülkesinde işçi ve emekçilerin mevcut sisteme karşı mücadelesi her geçen gün daha da kararlı bir şekilde gelişmektedir. Savaşa ve yoksullaşmaya karşı, başta işçi ve emekçi ücretlerinin arttırılması, sendikal haklar ve kazanılmış hakların savunulmasına yönelik verilen mücadele, Avrupa’nın birçok ülkesinde direnişlerle sürmektedir. Fransa işçilerinin emeklilik yaşının 62’den 64’e çıkarılmasına karşı verdikleri mücadele, sokak direnişleri ve iş yeri işgalleriyle devam etmektedir. Almanya’da çeşitli meslek dallarında milyonlarca işçi ve emekçiyi ilgilendiren toplu sözleşmelerdeki tıkanmaya karşı gerçekleştirilen son 30 yılın en büyük grevleri, Yunanistan’da liman işçilerinin başlattıkları grev ve kitle eylemleri diğer meslek alanlarındaki işçilerin katılımıyla ülke merkezli olarak gelişmektedir. İngiltere’de demiryolu işçilerinin başlattıkları grev, sağlık çalışanlarının ve itfaiye çalışanlarının direnişiyle gelişmektedir.

1 Mayıs’ta Savaş ve Yoksullaşmaya Karşı Mücadeleyi Büyütelim!

Avrupa’da işçi ve emekçiler olarak; savaşa, baskıya, sömürüye ve yoksulluğa karşı ortak mücadeleyi 1 Mayıs’ta sokak eylemeleriyle büyütelim.

Üretim alanlarındaki teknolojik gelişim insan emeğine duyulan ihtiyacı daha da azaltmaktadır. Bundan dolayı çalışma saatlerinin tam ücret karşılığında günlük 6, haftalık 30 saat talebini Avrupa’da yaygınlaştıralım.

Savaşın faturasının işçilere ödetilmesine ve savaşa karşı Karl Liebknecht’in, “Bu sisteme ne bir adam, ne de bir kuruş” sözünü sokaklarda haykırarak kavgayı güçlendirelim.

ATİK olarak, yerli, göçmen tüm işçi ve emekçileri; 1 Mayıs’ta emperyalizme, faşizme, ırkçılığa karşı ortak mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz!

Tam Ücret Karşılığında Günde 6, Haftada 30 Saat Çalışma Süresi!

Savaşın Faturasını Ödemeyeceğiz!

Yaşasın İşçi Sınıfının; Birlik, Mücadele ve Dayanışması!

Yaşasın 1 Mayıs!

Broşür İndir:

1 mayis brosur eng

1 mayis brosur FR

1 mayis brosur TR

1 mayis brosur D

Tags: , , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑