Makaleler

Published on Kasım 9th, 2022

0

Alevilik-Bektaşilik, devletin çantasına sığmaz | Faik Akçay


Resmi Gazete’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan kararnameyle, Kültür Bakanlığı bünyesinde Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kuruldu. Bundan böyle Alevilik- Bektaşilik bir devlet kurumu olacak, bu inanç sisteminin yürütülmesini devlet yapacak (!). Kurumun başkanını, danışma kurulu üyelerini, 3 yıllığına Cumhurbaşkanı seçecek. Bakan gerekli gördüğü durumlarda Danışma Kuruluna başkanlık edecek. Danışma Kurulunun çalışma yöntemleri, Bakanlık tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenecek.

Bu gelişme, Alevilik-Bektaşilik yanlılarına özgürlük değil, tutsaklık, kapı kulluğu getirme amacına yönelik bir tuzak.

Alevilik-Bektaşilik çıplak bir kültür işinin ötesinde bir inanç sistemi. Tanrısallık içeriği olan değer. Başka inanç sistemleriyle eş değerde tutulması zorunlu. İnanç sistemlerinin doğruluğunu ya da yanlışlığını tartışmanın, değerlendirmeye kalkmanın mantıklı bir yanı yok. Devletin bir biçimde bu işe bulaşması olumsuz sonuçlar doğuracak.

Bu yetkiler, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanın, görevlilerinin, Danışma Kurulu üyelerinin Alevilikle ilişkisi olmayan ya da devlete boyun eğmiş uslu Alevilerden seçileceğini anlamak çok güç değil. Süreç bunları gözlerimizin önüne koyacak.

Bu bir akıl tutulması. Aleviliği devletleştirme çabası. Hiçbir inanç sisteminde olmayacağı, olamayacağı gibi Alevi-Bektaşi inanç sistemi de devletin karışmaması gereken, ayrıca devletin sınırları içine sığma olanağı bulunmayan bir olgudur.

Sürekli “yok sayılan Alevilik” inancının varlığının benimsenmesi olumlu bir adım. Ancak, bu iş “olsun ama, elimin altında olsun, denetimim altında tutulsun” yaklaşımıyla, bu olgu tanınamaz, ona gereken önem verilmiş olamaz.

Daire Başkanı, bunun altında çalışan devlet görevlileriyle, devlet “Alevilik” sorunlarının çözümünü, yönetimini sağlayamaz. Devlet, bir inanç sisteminin nasıl işleyeceğini, yönetileceğini düzenlemeye kalktığında, “laiklik” anlayışı ortadan kalkar. Laiklik olmayınca, “demokratik bir sistem” kurulamaz. Bunlar iç içe olan, birbirlerini etkileyen kavramlar.

Alevilikle ilgili “Yönetsel” işler var, “İnanca karışma” eylemi var. Yürütme erki (devlet) Alevilik inancının kurallarıyla oynamaya, bu inanç sistemini biçimlendirmeye, öğretmeye ya da engellemeye kalkmamalı. Alevilerin nasıl ayin yapmaları gerektiğinin kararını bu inancı belirleyenler saptamalılar. Dinle devlet işlerinin birbirlerinden ayrı olması anlamına gelen laiklik, bu karışmanın olmamasını gerektiriyor.

Alevilik inancının yanlısı olanların, bu inanç sistemini benimseyenlerin, yapacakları işlerin yönetilmesine bile devletin burnunu sokmaması gerekir.

Devletin bir inanç sisteminin uygulamasına karışması, sorunları çözmez, artırır.

İslam Dini’nin Sünni Mezhebi’ni, tüm devlet olanaklarını kullanarak yükseltmeye çalışırken Alevilik ve başka inanç sistemlerini baskılayıp yönetmeye, yönlendirmeye, sönümlenmesini sağlamaya kalkması ayrışmaları körükler. Bu tutum ayrıca bir insan hakları çiğnenmesi demektir.

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, Sünni-Alevi, çatışmasını önleyemeyecek, tersine körükleyecek.

Yapılması gerekli olan iş, devletin tüm inanç sistemleriyle ilişkisini kesmek. Dinin devlete, devletin dine karışmasını önlemek. Bu yöntem,  dinleri araç yaparak insanları yöneterek, sömürmekle geçinenlerin çıkarlarına ters gelecek bir gelişme olacak. Devleti arkalarına alarak, kendilerini kitlelere benimsetmeye çalışan inanç sistemlerine de yarar sağlamayacak. Böyle bir gelişmeyi hiç istemeyecekler. İnsanlığın dini araç yaparak tepesine çıkanlara dur demesinin, bu döngüyü kırmaktan başka bir yolu, yöntemi yok.


Faik Akçay – 09.11.2022

Tags:


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑