15 Mayıs | Binali İpek

Dilerim bu tufan ülkemizden başlar, adı “devrim” olur… Bu devrim, insanlığın mutluluğuna, sınırsız, sınıfsız eşit ve özgür yaşama, doğaya evrene “can” olur…

Son 21 yıldır iktidarda olan AKP’nin 14 Mayıs’ta seçimi kaybederek, iktidarı devretmesi bekleniyor.

Ülkede kaos üretmeden, sıkıntılara neden olmadan, seçimlerde kaybettiğini olgunlukla karşılaması beklenmiyor. Yenildiğini kabul etmesi, yeni dönemin ana muhalefet partisi olması, varlığını yeni dönemde muhalefette devam etmesi olasılığı, yüksek gözüküyor.
Buraya kadar her ṣey normal, normal olmayan, AKP’yi iktidarda tutan kaybettiğinde, şimdiye kadar AKP ve suç ortaklarının yaptıklarının hesabının sorulması korkusudur.

Bu korku, bana göre doğru değildir.

Peki neden?

Çünkü bu sistem içinde Cumhuriyet tarihinde, böyle bir şey olmadı diyebiliriz.
Kimisi Menderes’i örnek verebilir.
Menderes asla gerçekler üzerinden yargılanmadı.
Onu iktidara taşıyan, sistemin yararına halkımızın zararına işlediği suçlardan   hiçbirinden yargılanmadı.
27 Mayıs, 12 Mart generalleri, 12 Eylül keza  öyledir.
Celal Bayar, Demirel, Ecevit, Erbakan, Türkeş, Özal, Çiller, Mesut Yılmaz, ve elbette bir çok siyasi figur keza halkımıza karşı işledikleri suçlardan yargılanmadı .
Ne darbeler ne katliamlar ne provokasyonlar, vs. bir çok halka dönük işlenen suçlar, doğru dürüst konu bile olmadı.
Bunun yerine göstermelik manşetler, göstermelik mahkemeler   uzadı gitti kayboldu.
Jitemler, Susurluklar, derin devlet operasyonları, hayali ihracatlar, banka boşaltmalar, hırsızlıklar ,kit arpalıkları, neler neler.
Konu uzun bir çok örnekleri var, burada anlatmak istediğim, bu demokrasicilik oyunu, [burjuva demokrasisi] emperyalizmin işbirlikçilerine en geniş suç işleme olanağı tanıyor.
İşbirlikçi olmadan ,Türkiye gibi ülkelerde iktidar olmasınız..!!
Gerçekten halkımızın iradesi ve elbette bilinci ile iktidar olmak, günümüzde pek mümkün değildir.
14 Mayıs seçimleri de bu işbirlikçilerden hangisi, bize bir miktar daha taleplerimizi günlük yaşam kalitemizi, bir miktar daha öncelerse ona yöneliyoruz.
Bu şuna benziyor, bir yangının ortasında bir miktar daha temiz soluk alma arzusudur.
AKP’nin soygunda, suçta, sınırsız davranışları ,insan hak ve özgürlüklerini ihlalleri, Suriye sorunu, Kürt ve Alevi sorunu, kadın sorunu, adaletsizlikleri, en son deprem felaketi ile ortaya çıkan korkunç rezaletleri ekonomik olarak, Bangladeş’e yaklaşan zorlaşan şartlar, 21yılık iktidarın sonunda emperyalizminde yeni yüzlere ihtiyaç duyması ile bu devir bitiyor.!
Şimdi yeni döneme hazır olunuz, bakalım bu gelenler ,işlenmedik hangi suçları yapılmadık hangi tezgahları, bize yaşatacaklar.
E e tabiki hemen farkında olmayacağız biraz zaman alacaktır.
Bu hengamede, şimdi yani bir miktar soluk alabilmek için sandığa gidelim.
Umut fakirin ekmeği derler, umut edelim.
Bence teknolojik gelişmeler, dünyayı her gün yeni süreçlerin kapısını aralıyor.
Kim bilir, belki de arzu ettiğimiz eşitlikçi düzeni, bu teknolojik gelişmelerden edinimimizle ulaşacağız.
Yada dünyamızdan bağımsız olmayan ülkemiz, yeni bir tufan ile yeni baştan başlayacaktır.
Dilerim bu tufan ülkemizden başlar, adı “devrim” olur.
Bu devrim, insanlığın mutluluğuna, sınırsız, sınıfsız eşit ve özgür yaşama, doğaya evrene “can” olur.