Mültecilik

Published on Haziran 19th, 2022

0

Mülteci ve göçmenler için eylem: Irkçılık öldürür

20 Haziran Dünya Mülteci Günü öncesi Kadıköy’de açıklama yapan Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, iktidarın göçmen düşmanı politikalarının saldırıları arttırdığı gibi sistem partilerinin yaklaşan seçimlerin de etkisiyle göçmenleri araçsallaştırarak ırkçılığın yayılmasına hizmet ettiğini ve bu anlamda yaşanan ırkçı saldırıları da teşvik ettiğini kaydetti. Somut taleplerin sıralandığı eylemde, ırkçılığa karşı birlikte mücadele çağrısı yapıldı. 

Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, 20 Haziran Dünya Mülteci Günü’nü Kadıköy Süreyya Operası’nda yaptığı basın açıklamasıyla kutladı. “Irkçılık öldürür, dayanışma yaşatır” yazılı pankartın açıldığı eylemde, “Krizin sebebi göçmenler değil”, “Yabancı değil sınıf kardeşi”, “Göçmenlerin serbest dolaşım hakkı tanınsın”, “Göçmen emekçiler sınıf kardeşimizdir”, “Kürdüz, göçmeniz sınıfın parçasıyız. 15-16 Haziran’ı yeniden yaratacağız”, “Göçmenler için barınma hakkı”, “Göçmenler için eşit iş eşit ücret”, “Irkçılık öldürür dayanışma yaşatır” sloganlarının yer aldığı dövizler taşındı. 

Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Musa Piroğlu da katıldı. 

‘SAVAŞLAR DEVAM ETTİKÇE GÖÇ HAREKETLERİ DE DEVAM EDECEKTİR’
Basın metni ise Türkçe ve Arapça okundu. 2022 yılı itibariyle tüm dünyada 300 milyona yakın göçmenin bulunduğu açıklamada, “Türkiye ise bölgede yaşanan savaşlar ve devletlerin saldırgan politikaları sonucu göç hareketlerinin yoğun yaşandığı ülkelerden birisidir. Göçmenler; savaştan kaçmak, yoksulluk ve baskılardan kurtulmak, kendilerinden çalınanı almak ve hak ettikleri hayatı kurabilmek için göç etmek zorunda kalıyorlar. Devletlerin savaş politikaları, siyasi baskılar, şiddet ve ayrımcılığa maruz kalma, ekonomik ve ekolojik krizin yarattığı açlık ve yoksulluk gibi nedenlerle ülkelerini terk eden göçmenler, gittikleri ülkelerde de temel insan haklarından mahrum bırakılıyorlar. Türkiye’ye, farklı zaman dilimlerinde ve yoğunlukta, Kafkasya, Ortadoğu, Balkanlar, Asya ve Afrika’dan, göçler gerçekleşti. İklim krizi derinleştikçe ve kapitalizmin yarattığı bitmeyen krizler nedeniyle yaşadığımız şiddet ve savaşlar sürdükçe, dünyada göç hareketleri de devam edecektir” denildi.

‘IRKÇI SALDIRILARI KABUL ETMİYORUZ’
Özellikle Kürt halkına dönük Irak ve Suriye’de Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde savaş çığırtkanlığını ve bölge genelinde de yayılmacı ve saldırgan dış politikasını sürdürmekte olan iktidarın bu durumdan bizatihi sorumlu olduğu kaydedilen açıklamada, “İktidarın yaygınlaşmasına göz yumduğu göçmen karşıtlığı, işsizlik ya da enflasyon gibi sorunların göçmenlere fatura edilmesini sağlayarak, işçileri yerli ve göçmen diye bölerek sermayenin de onun siyasal sözcülerinin de ekmeğine yağ sürüyor. Türkiye’de muazzam bir yoksullaşmaya neden olan krize karşı emekçilerin tepkileri, göçmen karşıtlığı ile saptırılmaya, yozlaştırılmaya çalışılıyor. Göçmen karşıtlığı emekçi düşmanlığının kamufle edilmiş bir biçimi olarak işlev görüyor. Özellikle son dönemde artan, göçmenlere karşı ırkçı saldırılar ve cinayetler karşısında iktidar gerekli tedbirleri almamakta, yaptırımları uygulamamaktadır. Diğer sistem partileri ise yaklaşan seçimlerin de etkisiyle göçmenleri araçsallaştırarak ırkçılığın yayılmasına hizmet etmekte ve bu anlamda yaşanan ırkçı saldırıları da teşvik etmektedirler. Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi olarak bu durumu kabul etmiyoruz” denildi. 

SOMUT TALEPLER
Birlikte eşit bir yaşamı olanaklı kılacak ve bunun için birlikte mücadelenin zemini olabilecek, talepler olarak şunlar sıralandı: 
🔹 “AB ile yapılan Geri Kabul Anlaşması iptal edilmelidir. Göçmenlerin hayatları, devletler arasında pazarlık konusu edilmemelidir.
🔹 Türkiye, BM Cenevre Sözleşmesine koyduğu coğrafi çekinceyi kaldırmalı ve mültecilik statüsünü tanımalıdır.  
🔹 Göçmenler için serbest dolaşım hakkı tanınmalıdır. İktidar tarafından belirlenen illerin göçmenlerin kaydına; ilçelerin ve mahallelerin yerleşime kapatılmasını kabul etmiyoruz. Göçmenlerin il ve ilçeler arasında seyahat ve ikamet özgürlükleri derhal tanınmalıdır.
🔹Göçmenlerin eğitim, sağlık, adalete erişim, güvenceli çalışma, barınma gibi en temel insani hakları devlet güvencesiyle temin edilmeli; ifade ve gösteri özgürlükleri tanınmalıdır. 
🔹 Göçmenlere yönelik haksız gözaltı ve sınır dışı uygulamalarına son verilmelidir.
🔹 Göçmenlerin ucuz iş gücü muamelesi görmesinin engellenmesi için göçmen emekçilerin tüm sosyal ve ekonomik hakları tanınmalı ve böylece sermayenin elini kuvvetlendirerek işçi sınıfını bölen yerli-göçmen işçi ayrımı geçersizleştirilmelidir. 
🔹 Sendikalar, göçmen emeğine dönük istismarlar için inisiyatif alarak, örgütlü işçi sınıfı ile güvencesizleştirilmek istenen göçmen emeğinin buluşmasını ve birlikte mücadele etmesini sağlamalıdır.    
🔹 Geri gönderme merkezleri acilen kapatılmalı ve bu tesisler göçmenler yararına birer sığınağa dönüştürülmelidir. Şehirleri göçmenler için bir çeşit kampa dönüştüren uydu kent uygulamasına son verilmelidir.
🔹 Göçmen kadın ve LGBTİ+’ların da kazanılmış haklarının gasp edilmesine neden olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı geri alınmalıdır. Erkek şiddetini bir zulüm çeşidi olarak görüp iltica nedeni olarak kabul eden İstanbul Sözleşmesi uygulanmalıdır.
🔹 Kadınlara yönelik şiddetin göçmenlikten dolayı değil erkek egemenliğinden kaynaklandığı görülmelidir ve erkek şiddetinin ırkçılığa meşruiyet zemini yapılmasının önüne geçilmelidir. 
🔹 Medyadaki söylemler ve siyasilerin beyanlarındaki ırkçı nefret dilinin önlenmesi için kamu otoritesi müdahalede bulunmalıdır.
🔹 Göçmen nefretine yönelik tavrı olan, ırkçılığa karşı çıkan bütün örgütler el birliği etmelidir.”

Son olarak, Dünya Mülteci Günü vesilesiyle sorunun göçmenler değil savaşlara, iklim felaketine, yoksulluğa ve ezilenler üzerinde giderek artan baskılara yol açan bu düzen olduğunu haykırıyoruz.  Emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, Kürtler, Ermeniler, Aleviler; yani tüm ezilenler olarak bu talepleri hep beraber sahiplenerek bu düzene karşı birlikte mücadele çağrısı yapıldı. 

Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi bileşenleri ise şöyle: 
20. LGBTİQA+ Onur Yürüyüşü Komitesi, 30. LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi, Ardıç Dayanışma, BEKSAV, Boğaziçi Öğrenci Meclisi, Çukurova Göç-Der, DAD – Demokratik Alevi Dernekleri, Demokratik Çerkes Kongresi Girişimi, Devrimci Parti, DİB-Demokrasi için Birlik, Eğitim Sen İstanbul Üniversiteler Şubesi, Ezilenlerin Hukuk Bürosu, GÖÇ-İZDER – Göç İzleme Derneği, Göçmen Dayanışma Ağı Ankara, Göçmen Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, HDK Göç ve Mülteciler Meclisi, HDP Göçmen ve Mülteci Komisyonu, İKEP – İşçinin Kendi Partisi, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, İşçi Demokrasisi Partisi, Jineps Gazetesi, Kadın Dayanışması, Kırmızı Gazete, Maltepeli Kadın+lar Mayısta Yaşam Kooperatifi, Mor Dayanışma, ÖHD – Özgürlükçü Hukukçular Derneği
Polen Ekoloji, SODAP – Sosyalist Dayanışma Platformu, SYKP-Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi, Tarlabaşı Dayanışma Grubu, TÖP – Toplumsal Özgürlük Partisi, Yeni Dünya İçin ÇAĞRI, Yeni Kadın Dünyası, Yeşil Sol Parti, Zırhlı Tren Sosyalist Gençlik Gazetesi

(ETHA)

Tags: , ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑